Âdemoğlu için helak edici işlerin en büyüğü karnının (yeme-içme) şehvetidir. Bu şehvetten ötürü Âdem (Aleyhisselam) ve Hz. Havva, Cennet’ten "zillet ve ihtiyaç evi” olan dünyaya atıldılar. Hakikat noktasından bakıldığı takdirde karın; şehvetlerin menbaı, hastalık ve afetlerin asil kaynağıdır. Zira kanın şehvetini tenasül uzvunun şehveti, kadınlara karşı heyecanın şiddeti takip eder. Sonra yeme ve cinsellik şehvetini, dünya rütbesi ile mala karşı olan rağbetin şiddeti takip eder. Sonra fazla mal ve rütbe arzusu, kara cahilliklerin doğurduğu çeşitli münakaşalar ve çekememezlikler, kıskançlıklar takip eder. Sonra bu iki şehvet arasında riya ve böbürlenmenin felaketi, zenginlikten gelen felaket ve azamet áfeti doğup meydana gelir. Neticede bütün bunlar insanoğlunu kindar ve aşın hasetçi olmaya, düşmanlık gütmeye ve buğzetmeye davet ederler. Sonra bu durum sahibini zulmetmeye, münkeri işlemeye ve fuhşiyatta bulunmaya sürükler.
Bütün bunlar, midenin ihmal edilmesinin sonuçlarıdır. Bu mideden doğan oburluk ve tıka basa doldurmanın kötü neticeleridir.