Kur’an-ı Kerim’de Hz. Muhammed (sav) için *… Elbette yüce bir ahlâk üzeresin* (Kalem,68/4) ve *Andolsun, Allah’ın Resulünde sizin için; Allah’a ve ahiret gününe kavuşmayı uman, Allah’ı çok zikreden kimseler için güzel bir örnek vardır.* (Ahzab,33/41) buyurmuşlardı.
Ahlak-ı Kur’an olan Hz. Muhammed (sav); Allah’ın dinini Allah’ın istediği şekilde en yakın çevresinde başlayarak bütün insanlığa her türlü cefaya katlanarak tebliğ ve tebyin görevini yerine getirdi. Son Hac vazifesi esnasında hazır bulunan ümmetine Veda Hutbesini irat etmişti. Bu Hutbesinde evrensel ilkelerini tekrar etmiş Risâlet görevini yerine getirip getirmediğini sormuştu. Ashabı *Allah’ın Risâlet’ini tebliğ ettin, görevini yaptın, bize nasihatte bulundun diye şahitlik ederiz* dediler. Hz. Muhammed (sav) Onların bu şehadetine Allah’ı şahit tutmuştur. Hz. Muhammed (sav) Risâlet görevini yerine getirirken, Allah’a şükreden bir kul olarak ibadet ve itaatte emredilenin en zirvesindeydi.
Diğer yönü; elçileri kabul etti, farklı devletlere ve önde gelen şahsiyetlere elçiler ve heyetler gönderdi, gerektiğinde seriyeler hazırladı, gazvelere katıldı, antlaşmalar imzalardı. Pazarda çarşıda dolaştı alışveriş yaptı, elbisesi sökülünce dikti, akrabalık ilişkilerini gözetti, hasta ziyaretlerinde bulundu. Acıktı, susadı, uykusu gelince uyurdu. Eşleriyle, çocuklarıyla, akrabalarıyla, sahabesiyle, yaşadığı yerdeki diğer insanlarla hemhaldı. Yani; *Yürüyen Kur’an* olan Hz. Muhammed (sav) elbette bir Peygamberdi; ama aynı zamanda devlet başkanıydı, eşti, çocuklarının babasıydı, insandı ve bir kuldu.
Peygamberimizin içtimai hayattaki davranışlardan birisi de şakalaşmasıydı. Bütün davranışlarında olduğu gibi şakalaşmada da ifrat ve tefritten girmeden, işlerin en iyisi/hayırlısı olan vasatı tercih etmiştir. Bu davranışıyla da ümmetine örnek olmuştur.
Otobüste, metroda, evde, iş yerinizde, tatilde… Sıkılmadan zevkle bir solukta okuyacağınız *Hz. Muhammed (sav) ve Ashabının Şakalaşması* çalışmasıyla misafirliğinize geldik. Okunmak ve misafirliğe kabul edilmek dileğiyle…