Halepsizler, yirminci yüzyılın başında felaketlerden sağ kurtulup Halep’te adeta küllerinden doğan bir halkın hikâyesini, tam yüz yıl sonra küle dönen ve yeniden doğmaya çalışan kadim bir şehrin hikayesiyle bir araya getiriyor. Kitap, Serdar Korucu’nun Suriye İç Savaşı’ndan kaçarak başta Ermenistan ve Türkiye olmak üzere dünyanın çeşitli bölgelerine göç eden yirmi iki Halepli Ermeni’yle yaptığı söyleşilerden oluşuyor. Bu söyleşiler, Halep’in savaştan önceki gündelik hayatına ayna tutmanın yanı sıra, Ermenilerin gözünden ülkeyi iç savaşa götüren toplumsal çatışmaları ve savaşın dehşetini görmemizi sağlıyor.
Suriye çatışmalarla birlikte bildikleri memleket olmaktan çıksa ve bambaşka bir hale bürünse de memleketlerini terk etmeye uzun süre direnen Halepliler, bu kararı alana dek savaşın içinde nasıl hayatta kaldıklarını anlatıyor ve savaşla yaşamanın ne demek olduğunu hissettiriyorlar okura. Korucu’nun görüştüğü Halepsiz kalmış Haleplilerin her biri, ister ailesini geride bırakarak tek başına yaptığı, ister geniş ailesiyle sürdürdüğü kaçış yolculuğunu anlattıktan sonra, ulaştıkları yerlerde onları bekleyen hayatın içyüzünü, beklentilerini ve hayal kırıklıklarını ortaya koyuyor bir yandan da. Halepsizler, yerlerinden yurtlarından edilen insanların savaşın şiddetiyle dağılan hayatlarını mercek altına alıyor.