Güneşimin Önünden Çekil! Bu azarı bir imparator duydu. Büyük İskender deniyordu ona. Diyojen’in şöhretini duymuş, şanını bu şöhretin yanına taşıyarak halka hoş görünmeyi ummuştu. Bir yanda Makedonya kralının parlak alayı, öbür yanda paçavralar içinde güneşlenen Diyojen... Biri yücelterek, diğeri aşağılayarak dünyayı kendine dar gören iki adam! İmparator ihsanda bulunmak istiyor: "Ne dilersen, yapayım!" Diyojen üzerine düşen gölgenin İmparator’a değil dünyaya ait olduğunu hissediyor ve elinin tersiyle itiyor bu gölgeyi. "Güneşimin önünden çekil!"