*Bu saf, muhterem kadın, kınalı saçlarının üzerine kundakladığı çimeni tırtıl oyalı koyu şarabî renk yemenisiyle parlak dikişli lacivert lahuraki’den geniş hırkasıyle etrafı kırmızı kaytan çevrili aba mestleriyle hala gözümün önündedir. Çocukluğumda, o zaman, yaşı altmışı geçkindi. Ama yuvarlaklıkları ortalarına doğru eğri büğrü olmuş porsuk kaslarının üzerine rastık şerbeti gezdirmek gerdanda, yanakta renksiz kalmış eski benlerini tazelemek, kirpiksiz göz kapaklarını sürmeyle gölgelendirmek alışkanlığını hoppalıktan emekliye ayrıldıktan sonra bile hala ayak diriyordu. *