Yılmaz’ın öykülerini dün bir kez daha okudum ve gece gözüme uyku gimedi: Yılmaz’ın gençlik öyküleri yayımlandığı yıllarda dönemin “eleştiri”sinin dikkatini çekmedi. Çünkü eleştiri her zaman kimi yazarları “in” , kimilerini de “out” sayma önyargısıyla hareket eder. Ama dönem gelir, bir zamanlar dikkate almadığı bir yazarı taçlandırmak cesaretini gösterir. Tıpkı Yılmaz’ın Boynu Bükük Öldüler’le Orhan Kemal Roman Ödülü’nü alması gibi. Gençlik öyküleri’ nin yazınsal özellikleri, öncü nitelikleri henüz değerlendirilmemiştir, ama bir gün o da olur. Ama bir dönemin siyasal saplantıları yüzünden yatılan hapis ve yaşanan sürgün artık geri dönüşsüz bir “olgu”dur. İşte bu nedenle Yılmaz’ın hayatının yakın tanığı olduğum bu dönemi düşündüğüm için dün gece gözüme uyku girmedi.