Göğsümde şiddetle duyduğum bu boşluk! Ah, nedir bu korkunç boşluk! Durup durup kendi kendime, onu bir kere, yalnız bir kere bağrıma basabilsem; bütün bu boşluk dolacak diyorum
İşte o zaman, çoğu kez bir özlem duyuyorum ve şöyle haykırıyorum: “Keşke bu hislerimi anlatabilseydim! içimde çağlayıp taşan bu canlılığa bir kağıtta can verebilseydim! Ruhun sonsuz, yüce varlığın aynası olduğu gibi, kağıt da ruhumun aynası olabilseydi…” Fakat dostum, çırpınmak bir işe yaramıyor. İçimde ki bu hislerin ağırlığı beni yıkıyor.
Kalbime küçük ve hasta bir çocuğa bakar gibi bakıyorum; her arzusunu yerine getiriyorum. Bunu başkalarına söyleme, bundan dolayı beni ayıplayacak insanlar çıkabilir.