Genç Werther’in Acıları; aşkı, mutluluğu, acıyı, kısacası tüm hisleri doruklarda yaşayan ve yaşadıklarını mektuplarına yansıtan Werther’in hikayesidir. Napolyon’un dahi seferlere giderken yanından ayırmadığı roman, dönemin klasik edebiyatına karşı başkaldırı niteliğindedir. Romanın başkarakteri Werther, dünyayı duyuları yoluyla algılayan coşkun romantik dönem kahramanlarının önderi olmuştur.
Goethe, Werther’in içine düştüğü platonik ve bir o kadar da imkansız aşkın hikayesini kaleme alırken birebir yaşamından esinlenmiştir. Arkadaşının nişanlısı Charlotte Buff’a karşı duyduğu büyük aşkın ilhamıyla Goethe, Genç Werther’in Acıları’nı yazmıştır. Romanda coşkun bir üslupla anlatılan büyük aşkın yanında başarıyla işlenen bir diğer tema; bireyin şehirden çıkarak tabiatta kendini bulmasıdır.
İnsan ruhunu tabiat ve aşk yoluyla renklendiren roman, çağdaş edebiyatın öncülerinden olmuştur.