Daha önce Okumanın Tarihi (2001), Borges´in Evinde (2002), Palmiyelerin Altında Stevenson (2004), Hayali Yerler Sözlüğü (YKY, 2005) ve Okuma Günlüğü (2007) kitaplarını yayımladığımız Alberto Manguel´den yine kitaplar, kütüphaneler, okumak ve yazmak üzerine bir kitap.
Geceleyin Kütüphane, George Steiner´in "okumaya yazılmış bir aşk mektubu" sözleriyle övdüğü Médicis ödüllü Okumanın Tarihi ile aynı gelenekten: Kütüphanelerin uygarlığımızda oynadığı kritik rolün sürükleyici öyküsünü ele alıyor.
"Yazılı sözün yorulmaz şampiyonu" (The Vancouver Sun), "sözün saklayıcısı ve kitabın koruyucusu" (The Globe and Mail) Alberto Manguel, Fransa´daki evinde kurduğu kütüphaneden yola çıkıyor ve engin hayalgücüyle Eski Mısır´dan Arap dünyasına, Çin´den Roma´ya, yazarların kişisel kütüphanelerinden İnternet´teki kütüphanelere uzanıyor. Mahkûmların "sözlü kütüp-haneler"i, Kont Drakula´nın ve Frankenstein´ın canavarının hayali kütüphaneleri, hatta Borges´in Tlön´ü, H.P. Lovecraft´ın Necronomicon´u gibi yazılmamış kitaplardan oluşan kütüphaneler bile Manguel´in ve kitabının "erişim" alanında. ...
Fransa'nın güneyindeki Albi Sainte Cecile Katedralinde bulunan 15. yüzyıldan bir freskte Mahşer Günü'nden bir sahne tasvir edilmiştir. Çarşaf gibi açılmış bir parşömen tomarının altında geri çağrılmış ruhlar kaderlerine doğru yürürler, hepsi çırılçıplaktır, göğüslerinin üzerinde açık duran birer kitap taşırlar. Dirilmiş okurlar taburunda Hayat Kitabı bölünerek bağımsız ciltler dizisi olarak yeniden dağıtılmıştı, böylece Vahiy'de debelirtildiği gibi ölüler "kitaplarda yazılanlara bakılarak yaptıklarına göre" yargılanabilirdi. Fikir bugün de kabul görmektedir: kitaplarımız lehimizde ya da aleyhimizde tanıklık edecek, kitaplarımız şimdi ve önceden kim olduğumuzun aynası olacak, kitaplarımız Hayat Kitabı'ndan bize verilen sayfaları kapsayacak. Bizim dediğimiz kitapla da yargılanacağız.