Sırtüstü kumlara yatsam. Karıncalar dolansa parmaklarımda. Su satan bir çocuk, “Abi buz!” diye bağırsa kulağımın dibinde. Buz gibi su! Buz gibi deniz! Bardağı kafama dikiyorum ve koşmaya başlıyorum denize doğru. Fakat uzuyor kumsal. Koştukça çoğalıyor kum. Koştukça uzaklaşıyor deniz. Buz gibi su! Bir bardak daha dikiyorum kafama. Kan ter içinde koşmaya devam ediyorum. Ayaklarım suya değse! Bir kere değse ayaklarım ıslak kumlara. Buz gibi su. Deniz yok. Gözden kayboldu!