1900 yılında yayınlanan kitap, edebiyatımızda ilk psikolojik roman olarak kabul edilir. Roman, yazarın kitap halinde yayınlanan ilk eseridir. Yazar, bu eseri sayesinde Eylül Muharriri olarak tanınmıştır. Eser, 1901 yılında Edebiyatı Cedide Kütüphanesinin altıncı kitabı olarak yayınlanmış ve yazarına hiçbir zaman bitmeyecek büyük bir ün kazandırmıştır. Servet-i Fünun dönemi Türk romancılığının karakteristik özelliklerini taşıyan Eylül, adından da anlaşılacağı gibi bir hüzün romanıdır.
Gerçekleşmesini, yazar da dahil, hiç kimsenin istemediği bir aşk hülyasının beklenen trajik sonu, bu ölümsüz eserin genel çerçevesini oluşturur. Servet i Fünun döneminin genel çerçevesine uygun olarak; yasak aşk, umutsuzluk, acı, keder, iç sıkıntısı romanda ön plandadır. Romanda yazar, yasak olmasına karşı yüce bir aşkı savunmaktadır. Yazara göre tensel olmadıktan sonra ruhlarda yaşayan aşkın savunulacak tarafları, erdemleri vardır. Bu çalışmada roman, günümüz okurunun zorlanmadan anlayabileceği bir yapıya büründürülmeye çalışılmıştır. Kitabın baş tarafına ise romanın ayrıntılı incelenmesi konulmuştur.