Salonda, bahçedekilerin kahkahaları işitilebiliyordu. Süreyya canı sıkılanlara özgü bir tahammülsüzlükle, *Çılgın kız!* diye söylendi. Balkona açılan büyük kapıdan parmaklığa dayanmış, dışarıya baktığı görülen karısı dönüp, *Ama bu gece hava ne güzel!* dedi.
Bu nisan gününün saat on birde başlayan yağmuru, yarım saat sonra dinmişti; nemli bir yeşilliğin üstünde şimdi altın gibi incileriyle lacivert gökyüzü titriyordu; topraktan, ağaçlardan yayılan nemli havada yoğun bir tesir vardı.