Tarihin tozlu sayfaları arasında gezinmek heyecan verici olduğu kadar hüzünlüdür. Göğsümüzü kabartan anların yanında birer gözyaşı damlası gibi kalıverir hazin öyküler. Sayfaları çevirdikçe tarihle birlikte hakkıyla yaşanamamış ömürler de dökülür satır aralarından. Kütüphanede basın tarihi araştırması yapan genç, modern kadın bu satır aralarında tesadüf etti Osmanlı zabiti Mehmet Ali Üsteğmen’e. Üsteğmenin intiharının yer aldığı gazete haberini okurken içindeki hüzün zembereğine bir kesik atıldı sanki. Bir ihtimal olsa, oraya gidebilse Üsteğmen’e anlatabilse diye düşündü. Kurtuluşa az kaldığını, memleketine ve esir şehrin insanlarına yapılanların yakında şanlı bir mücadeleyle son bulacağını anlatabilmek istedi. “Keşke!” demesi yeterliydi, kolundaki saatin akrebi geriye akarken kendini 1920 yılında buldu. Kendi ismini seçen bu modern kadın, Asiye artık hiç bilmediği bir zamanda, hiç tanımadığı insanlarla bir aradaydı! Ezgi Yavuz, Esir Şehre Dönüş ile 1920 yılına sıkışıp kalan bir genç kadının hikâyesine davet ediyor okurunu. Osmanlı Kadın Hareketi, şifacı ve bakıcı kadınlar bu kitapta başrolde! Satır aralarında kalmış kadın tarihi bu kez bambaşka bir bakışla sizlerle…