Özün Özü Dualar ve Bu Duaların Tasavvufî-Terapik Etkileri
Dua, özgürlüktür. Aşk gibi vazgeçilemez ve ölüm gibi kaçınılamazdır. Aşk, beşerî olsa da sonucu itibarıyla Allah’la bütünleştirdiği anda özgürleştirir.
Dua, bazen Allah’ın rahmet kapısını ısrarla çalma; bazen de tevazu ve nezaketle bekleme özgürlüğüdür.
Dua, hem teknolojiyi aşan kalbî ve zihnî bir tarzda dostlarla buluşma noktası hem de hislerle ve zihinsel empati ile onlarla bütünleşmedir. Dua ederken insan, yalan söyleyemez, kendini saklayamaz, kendinden kaçamaz ve kendini yalnızlaştıramaz. Bu nedenle dua, aynı aşk ve ölüm gibi vazgeçilemezdir, kaçınılmazdır.
Dua, Allah ile kul arasındaki en mahrem alandır. Herkesten sakladığımız en gizli istek ve acılarımızı Allah’la paylaşma özgürlüğüdür. Dua, Allah’ın bizi kendisine hapsetmesidir. Dua anı, Allah’ın isim ve sıfatlarıyla bütünleşip, O’na hapsolduğumuz anda kullukta özgürleşmeyi yakaladığımız andır.
Bu kitapta başarı, zihin açıklığı, heyecanı yenme, stres, depresyon, gelecek kaygısı, takıntı, gaflet, tembellik, sabırsızlık, negatif enerji, güvensizlik, haset, kıskançlık, öfke, maddi-manevi şifa, ilahî aşk, sevgi, mutlu evlilik gibi konularda kilitleri açacak ve sizi özgürleştirirken zenginleştirecek dualarla tanışacaksınız. Bu duaların tasavvufî-terapik etkilerini öğrenerek kendinizi güçlü, huzurlu ve mutlu hissedeceksiniz.
Geçmiş zaman dilimleri için pişman olmak, stres ve depresyonun; gelecek zaman dilimleri için endişeye düşmek ise, anksiyete bozukluğu, kaygı durum bozukluğu, panik atak ve duygusal rahatsızlıkların nedenidir.
İnsan yaşadığı zaman diliminde Allah'ın ve kulların memnun olacağı işleri üretmekle, içsel bir huzur ve mutluluk yakalar. Zaten bu içsel mutluluk, yaşam enerjisinin sırrıdır.
" Çokluk yarışı ve çoklukla övünmek, sizleri kabirlere girinceye kadar oyaladı." Tekâsür süresinde buyurarak, modern dönemin insnanının maddî ihtiyaçlarla doldurup manevi yaşamını görmezden gelmesini eleştirir.