Sonsuz gençlik uğruna Faustvari bir pazarlığa sürüklenmek... Gotik korku ve Fransız dekadan kurmacasının harmanlandığı bu klasik metinde, hoyrat bir şehvetin pençesinde kıvranan Dorian Gray’in bedeni kusursuz dinçliğini korurken portresi her geçen gün kötülüğün korkunç bir kaydını tutmaya başlar. Sanat ve estetik denemelerinin ışığında okunduğunda ise Dorian Gray’in Portresi, Wilde’ın hümorları arasında görünmez olan çağına dair entelektüel kavrayışının bir başka ifadesidir: Güzelliğin baştan çıkarıcılığına dair bir günah hikâyesi değildir söz konusu olan aksine karakterin inşasının sanat eseri yaratmaya benzerliğine dair hakiki bir refleksiyondur. Wilde’ın bütün söyledikleri ve yazdıklarında damgası görülebilecek olan ve hem hayatını hem de eserini üzerine inşa ettiği şey son tahlilde “yüce” fikridir.