“İnsanlar yaşamları içinde birçok şeye değer biçerler. Bir dine, bir gruba, siyasi bir partiye ya da bir futbol takımına bağlanmak şeklinde ortaya çıkar bu söz konusu değer. Ancak zamanla insanlar, değerleri ile yaşamları arasında tezat oluşturacak şeyler ile karşılaşırlar. Genellikle de, yapmak istedikleri şeylerin yanlış olmasını istemezler. Bu yüzden ya gerçeklerle yüzleşmekten kaçar ya da bu gerçeğe karşı koymaya çalışırlar.
Kendini kandırma, işte bu aşamada devreye girer. Allah’a ve Dine inandığını söyleyen, ancak inancının gereklerini yerine getirmede zorlanan kişi, bir çelişki içindedir. İnsan çelişkilerle yaşayamayacağı için de, kendince bahaneler üretir ve sıraladığı bu bahanelerin ardına gizlenir. Dini konularda kendini kandırmak üzere üretilen bu bahanelerin zararı ise, başkasına değil, bizzat bu bahaneyi üreten kişinin kendisinedir…”