Dini yaşamak adına hiçbir gayreti olmadığı halde “dine saygılı” olduğu iddia ve aldatmacasına sığınanlarla, dindarlık yaptığını sanarak dinin çizdiği sınırları çiğnemeye kalkışanların ve hakikate ulaştıkları iddiasıyla dini yükümlülüklerden yakayı kurtarmaya çalışanların tuhaf bir şekilde “din dışı dindarlık arayışı” noktasında birleştikleri ortadadır. Böyle bir arayış ve iddianın, gerçek dindarlık açısından herhangi bir kıymetinin olmadığı ve sadece durduk yerde sahiplerini avuttuğu gerçeği dindarlık dinde olanı yaşamaktır diye vurgulanmıştır.
Bu haliyle kitap, toplumumuzun bütün kesimleri için dostça bir “özeleştiri” niteliğindedir.