Deniz Feneri, Virginia Woolf’un en önemli otobiyografik romanıdır. Çocuklar, yetişkinler, kadınlar ve erkekler arasındaki ilişkilerin nasıl inşa edildiğini şeffaf bir şekilde gösteren bu eser, gerçeklik ile sanat arasında kurduğumuz bağlar hakkında da derin gözlemlerde bulunur.
Ramsay ailesinin yazlık evinde başlayan romanda, deniz fenerine yapılacak bir ziyaret söz konusudur fakat bu ziyaretin gerçekleşip gerçekleşmeyeceği meçhuldür. Çok çocuklu bu kalabalık ailenin konukları da vardır. Bunlardan biri olan ressam Lily Briscoe, Woolf’un otobiyografik perspektifini yansıttığı kahramanlardan biridir. Mrs Ramsay ise hem varlığı hem de yokluğuyla bir kadın kahraman olarak aile içinde ve Lily Briscoe’nun gözünde sembolik bir önem taşır.