Demir Ökçe

(1 kişi)
Kitabı değerlendirin

0

Takip

0

Beğeni

1

Okuma

57

İzlenme

Tanıtım Yazısı
Dünyada çok büyük bir okur kitlesinin ilgisini kazanmış olan büyük yazar Jack London, varsayımlar üzerine kurduğu ünlü romanı Demir Ökçe`yle işçi sınıfı yazınında haklı bir yer almıştır. Marx`ın yapıtlarının çoğunun Amerika`da yayımlanmadığı bir dönemde (1906), işçi hareketlerinin doğuşuyla birlikte kitlelerin bir işçi sınıfı yazarı arayışına yanıt veren tek yazar Jack London olmuştur. İşci sınıfı yazını, işçi hareketinin gücünün bir ölçüsü, bir ifadesi olacak biçimde gelişebilir ancak; bu noktadan bakıldıkça, o dönem Amerika`sında ancak işçi sınıfının gelişen bilincini yansıtan ürünlerin ortaya konması beklenebilirdi; İşte, Jack London`ın ölmezliğinde büyük payı olan `Demir Ökçe`, bu gereksinmeyi doyurmakla toplumcuların ilgisini ayakta tutmayı başarmıştır. Demir Ökçe`nin bugün bile bir toplumcu roman niteliğini koruması, yazarın kapitalizme yönelttiği ağır eleştirilerden kaynaklanmaktadır. Kapitalist sistemin savunucuları, romanın kahramanı Ernest Everhard`ın acımasız eleştirileriyle aşağılanmakta, toplumun en güçlü, en zengin kişilerine yani yönetici sınıfa ağır bir dille hakaret edilmektedir. Bedensel gücü, bilgisi, ileri görüşlülüğü ve yürekliliği ile örnek bir devrimci olarak idealize edilen Everhard, yazarın kızı Joan London`ın sözleriyle, "...Jack London`ın olmak istediği devrimci tipidir." Marx`ın yapıtları Demir Ökçe`nin yazıldığı 1906 yılında İngilizceye çevrilmiş olsaydı, Jack London kapitalist toplumdaki ikilemi sergilemekle kalmaz, artıdeğer ve üretim - fazlası konularında daha doğru çözümlemeler getirebilirdi kuşkusuz. Yazarın gözler önüne serdiği bu savaş, daha çok bireysel güçler arasında gelişmektedir. Romanda doğa - üstü bir varlık, bir "sarışın canavar" olarak betimlenen Everhard`ın çevresi, yazarın geleneğine uygun olarak, İdealize edilmiş kişilerle doludur. Ancak bunlar, yukarıda sözünü ettiğimiz gereksinmeyi karşılamaktan, ilgiyi kazanmaktan ırak tutmamıştır Demir Ökçe`yi. Aynı ilgi, günümüzde de sürmektedir. Demir Ökçe`nin ünü, Jack London`ın ölümünden sonra, özellikle İkinci Dünya Savaşı sonrasında yönetici sınıfların tüm güçlerini ortaklaşmacılığa karşı kullandırmaya başladığında büyümüş ve bu ün, günümüze dek korunmuştur. Bukharin`in toplumcu kitaplar listesine aldığı, yazarı Amerikalı olan tek kitap, Demir Ökçe`dir.
Yayınevi: Oda Yayınları
ISBN: 9789753850568
Sayfa: 267s.
Kapak: Ciltsiz
Kağıt Tipi: 2. Hamur

Topluluk Puanları (1)

4.0

100% (1)

İncelemeler ve Alıntılar
Demir Ökçe kitabı hakkında sen ne düşünüyorsun?
@berrybutcher
İnceleme
26 gün
Kitap hakkındaki yorumuma genel bir soruyla başlayacağım. Kitaba ismini veren Demir Ökçe ne demektir?
122.sayfada yazılana göre bu, Oligarşi ve despotizm anlamına geliyor. Bu yan anlamı. Mecazi olan anlamı ise insanları ezen despotizmin ökçeyi, demirin de makineleşmeyi temsil ettiğini düşünebiliriz.

Sermayenin karşısında emeğin değeri nedir?
Modern toplumumuzda büyük bir sermayesi olan çok iyi kazanır. Emek ise emekçiyi iyi kötü yaşatabilir. Ancak 20. Yüzyılın başında sermaye ile emek ilişkisi Emile Zola'nın Germinal'ini andırıyor. Emek satmaktan ve hayatta kalmaktan bambaşka bir durumda çalışıyor insanlar.

Fabrika kurmuş birkaç patron düşünün. Burada çalışanlara dikilmesi gereken giysilerin toplamına altı lira veriyor. Bazı günler hiç dikim işi alamıyorlar. Çok kötü bir ev için üç lira kira veriyorlar. Kalan paralarıyla da dikilecek çok kıyafet almışlarsa bazı günler iki öğün alt kalite yemek yiyebiliyorlar. Bu insanların on yaşından itibaren fabrikalarda çalışmaya başladığını unutmayalım.

Bunun sebebi nedir peki? Tekelleşme diyebiliriz. Her türlü sektör bir grup hissedarın elinde. Onlar da işbirliğiyle emekçiyi de sosyalistleri de ezebiliyorlar. Küçük işletmeler rekabet için daha uzuca satmak gibi bir lükse sahip olmuyor. Güçlü olanlar küçük işletmeleri ışık hızıyla batırıyor.

Sömürülmekten, paranın parayı çekmesinden yorulan insanlar da sosyalizm dedikleri bir harekete katılıyorlar. İşin sonunda ise kapitalizmin karşısında ayakta duramıyorlar. Kilisedeki vaazlar, akademik alandaki sunuların hepsi kapitalizmi destekliyor. Farklı düşünenlere akıl hastası ya da dinsiz, şeytan gözüyle bakılıyor.

Bir süre sonra kapitalizm ve sosyalizmden uzaklaşıyor konu. Kölelik çağına geri dönüyoruz bir anlığına. Madenlerde zorla işçi çalıştırıyorlar. Insanların günde on iki saatten fazla çalışmasını kısıtlıyan yasaları yeni yasalarla kaldırılıyor, köleliğin ismi de çalışma özgürlüğü oluyor.
Demir Ökçe
Jack London - Oda Yayınları - 0
@berrybutcher
Alıntı
26 gün
"Metafizik düşünen kuramdan olguyu, bilimsel düşünen ise, olgudan kuramı çıkarır. Metafizik mantık doğayı kendine göre, bilimsel mantık ise kendini doğaya göre açıklar."
Demir Ökçe
Jack London - Oda Yayınları - 0
@berrybutcher
Alıntı
26 gün
"Ve siz bu görkemli kiliselerde, bu çocukların kanlarıyla göbeklerini şişirmiş o kazanç sahipleri adına tatlı tatlı vaazlar veriyorsunuz."
Demir Ökçe
Jack London - Oda Yayınları - 0
@berrybutcher
Alıntı
26 gün
"Isa zengin insanlara varını yoğunu satmalarını söyledi. Psikopos Isa'nın sözüne uydu ve tımarhaneye tıkıldı. Isa öldüğünden bu yana çok şey değişti. Bugün, varını yoğunu yoksula veren zenginler, deli sayılıyor. Sorgu soru yok. Söz toplumundur."
Demir Ökçe
Jack London - Oda Yayınları - 0
home explore mail
person