Hiç kimseye saldırmadan insan hayatını çekiştiren, görünüşe göre hicviyle kırmaktan ziyade öğütleriyle uyarır ve paylar. Öyle değil midir? Sonra, kaç defa kendi kendime hücum ettim! İnsanlığı hoşgörüyle karşılamayan, kininin insanlara değil, kötü huylara olduğunu güzelce göstermiş olur. Bu nüktelerle kendine hakaret edildiğini düşünenler, kesinlikle vicdanen kendini gizliden gizliye suçluyor, ya da halkın kendini suçlama hakkı olduğundan korkuyordur. Bizzat Hieronymus, hicvi çok daha büyük serbestlik ve şeytanlıkla kullanmış, bazen saldırmak istediği kimselerin adlarını bile söylemiştir. Bana gelince, bir kimseyi adıyla anmaktan çekinmiş olmak bir yana, bu eseri o kadar ılımlı bir üslupla yazdım ki, bir kimseyi kırmaktan çok kendimi eğlendirmeyi düşündüğümü her okuyucu görecektir. Ben Juvenal gibi, gizli kötü huyların bulunduğu pis kokulu ambarı karıştırmadım. Ayıp, kötü huylardan çok, komik kusurlara takıldım. Nihayet, bu delillerle de tatmin olmak istemeyen çıkarsa delilik tarafından karalanmanın bir onur olduğunu ve benim, övgüsünü yapmak üzere bir kere bu Tanrıçayı seçtikten sonra, onun huyuna uymaya mecbur olduğumu düşünsün. Fakat size, pek sağlam olmayan davalar bile ellerinde gayet iyi birer dava haline girecek kadar mükemmel bir avukat olan size, ne diye savunma araçları önereyim? Hoş kalınız, ey azizim Morus, şimdi artık sizin olan bu deliliği savununuz!