Sorulacak olursa eğer, bundan böyle yalnızca iki kelime ruh halimizi özetleyebilir: mutlak keyifsizlik…! Sonsuz bir kötülük sürecinden geçilerek bu küresel cehenneme inildi. Gerçekle tüm bağlar koptu ve eski büyük düşlerin yerini şok dalgaları kapladı. Dünyanın her köşesinde patlak veren felaketler sanki birbirleriyle bağlantılıymışçasına üzerimize geliyor. Her yeri sarıp sarmalayan terör, herhangi bir uç/karşıt saldırı değil, tam da küresel gücün ürettiği hegemonyanın kendisidir. İktidarlar kendi güçlerini temsil etmekten başka hiçbir temsil gücüne sahip değiller artık, yalnızca göstergelerle oynayarak güdümlenmeye hazır kalabalıkları yönetiyorlar. İyilik ve ahlâk adına işlenmektedir her cinayet… *Eskiden İyilikten başka bir İyiliğe geçebilmenin yolu Kötülüğe uğramaktan geçiyordu. Bugünse Kötülükten başka bir Kötülüğe geçebilmenin yolu İyiliğe uğramaktan geçiyor.* Ne kadar çok harcarsanız o kadar az harcamış olursunuz farkını yaratmak için kapitalizmin mutluluk yanılsamasına ihtiyacı var. Çürümüş bir seçkinlik için entelijansiyanın evrensellik masalına ihtiyacı var. Kibrin ve kötülüğün devamı için üçüncü sınıf demokrasiye ve inanç taklidine ihtiyaç var.
Ve daha fazla iyiliğe gereksinimi olmayan bir dünyanın karşılaştığı topyekûn çaresizlik:
*Her şeye sahip olmanın yol açtığı çaresizlik Hiçbir şeye sahip olmamanın yol açtığı çaresizlik Hiçbir şey olamamanın yol açtığı çaresizlik Herkese benzemenin yol açtığı çaresizlik Hiç kimse olamamanın yol açtığı çaresizlik.*