“1835`te Gogol, kamu hizmetinden kesin olarak emekli oldu. Kariyerinin bu noktasında, daha sonra iki yılda toplayacağı, çeşitli nitelikte bir dizi öykü ve komedi yazdı. Ancak bu öykülerden en dikkat çekici olanı Palto`dur . Bu, Gogol`ün pathos`unun en yüksek örneğidir ve daha sonra geliştireceği canlı gerçekçiliğin tüm niteliklerini embriyo halinde içerir. Hat sanatının kendisi için bir güzel sanat olduğu, kopyalama tutkusu olan bir kâtip hikâyesidir. Asla yeterince sıcak değildir; o her zaman titriyor. Hayatındaki en büyük arzusu, hayali; sıcak bir paltoya sahip olmaktır. Yıllar süren yoksunluktan sonra, hayalini gerçekleştirmek ve yeni bir palto almak için gerekli parayı biriktirir; ama giydiği ilk gün palto ondan çalınır.”Gogol, 1810`da Poltava ilinde doğdu. Büyükbabası, o zamanlar devlet içinde neredeyse bir devlet oluşturan Cossak Cumhuriyeti hükümetinin onurlu bir üyesiydi. Torununu Kazakların yaşam öyküleriyle, maceralarıyla, savaşlarıyla ve ayrıca o ülkenin dolup taştığı ve halkın başlıca eğlencesini oluşturan şeytanların, hayaletlerin öyküleriyle eğlendiren oydu. Gogol`ün sanatının temel özelliğinin, onun bir hikâye anlatıcısı olarak olağanüstü gücü olduğu ise daha sonra görülecekti…