“İnsanlar vardır, asla Fantazya’ya gidemezler,” dedi Bay Koreander. “Ve insanlar vardır, gidebilirler ama sonsuza kadar orada kalırlar. Sonra bir de Fantazya’ya gidip geri dönenler vardır. Senin gibi. İşte bunlar iki dünyayı da esenliğe kavuştururlar.”
Ne istiyorsan onu yap, yazıyordu sınırsız güce sahip İmparatoriçe’nin sembolünde. Ancak Bastian, bu cümlenin gerçekten ne ifade ettiğini, uzun ve zahmetli arayış sonucu öğrenecektir.
Bastian tuhaf görünümlü bir kitap sayesinde kendini, güzel fakat tehlikenin pençesindeki Fantazya diyarında bulur. Bu büyülü ülkeyi, Çocuk İmparatoriçe’ye yeni bir isim vererek sadece bir “insan” kurtarabilir. Ancak saraya giden yol ejderhalar, devler, canavarlar ve birçok büyülü yaratığın yaşadığı yerlerden geçmektedir.
Bastian maceraya atılır atılmasına… ancak dönüş yolunu bulmak o kadar kolay değildir. Fantazya’nın derinliklerine girdikçe, dile getirilemeyecek kadar kötü yaratıklarla ve kendi kalbinin gizemleriyle yüzleşecek cesareti bulması gerekecektir.
“Büyülü dünyaya dalıveriyorsunuz… Hareketli, yenilikçi ve duyarlı.” The Washington Post
Hayatın, "Hayat böyledir," diyen herkesin öne sürdüğü gibi öyle renksiz ve önemsiz, öyle gizsiz ve mucizesiz olmasıyla hiçbir zaman yetinmek istememişti.
"Hadi canım!" dedi hafifçe bağırarak. "Hayalet falan yoktur. Herkes böyle söyler." Ama onlar üstüne neden bu kadar çok öykü vardı öyleyse? Belki de, hayaletlerin gerçek olmadığını söyleyenlerin hepsi, bunu itiraf etmekten korkuyordu yalnızca.