12 Eylül döneminde hapis yattıktan sonra hayata yeniden tutunmaya çalışan Süha, akademik bir araştırma yapmak için bir Alevi köyüne gelir. Burada geçirdiği trafik kazası işine sekte vursa da onu mistik, ardı ardına açılan sır kapılarıyla dolu bir yolun başına getirir.
Ahmet Ümit’in ilk dönem romanlarından Bir Ses Böler Geceyi, yazarın karakter ve atmosfer yaratmadaki saf yeteneğini görme açısından önemli bir fırsat. Türk kültürünün gizlenmiş fakat asla göz ardı edilemeyecek yapı taşlarının ustaca işlendiği roman bir solukta okunacak kadar tempolu, yıllarca hatırlanacak kadar etkileyici.
Yeni bir ürperti dalgası sardı bedenini. Mezarın içini görmemesine karşın, upuzun yatan ölünün yer yer etleri dökülmüş yüzü geldi gözlerinin önüne. Öte yandan aklı hâlâ mantıklı bir açıklamanın peşindeydi. Belki de bu mezar henüz ölmemiş biri için kazılmıştı. Neden olmasın?