O zengin bir şehirde açlıktan ölmek üzere olan bir ozandı. O bu fani dünyaya insanların gönüllerini o güzel ve derinden etkileyici sözcükleriyle doldursun, yüreklerine canlılık getirsin diye yollanmıştı. Asil ruhlu bu genç insan ruhunu sakinleştirsin ve sevgi doldursun diye “Hoşgörü Tanrıçası“ tarafından gönderilmişti. Ama nerede! O, üstünde yaşamakta olan tuhaf sakinlerinden bir gülücük bile beklemeden, bu soğuk dünyaya seve seve elveda diyordu.