“Gerçek bir şaheser! Teknik ve psikolojik olarak mükemmel! Öldürmek mi bağışlamak mı ikilemini en iyi veren roman.”-Yaşar Kemal“Livaneli, dönemin saplantılı siyasal inançlarını, roman akışı içinde ustalıkla yedirerek anlatıyor.”-Doğan HızlanTürkiye’nin üretken kalemi Zülfü Livaneli’nin yazmaya başladıktan 29 yıl sonra bitirdiği romanı: Bir Kedi, Bir Adam, Bir Ölü. Ünlü yazar, bu romanıyla dünyanın farklı yerlerinden, Stockholm’e sığınan devrimcilere odaklanıyor. Tüm yaşamları sınavlarla ve kayıplarla geçen bu insanların “biraz güvenlik biraz can sıkıntısı” olarak tanımladıkları mutluluk arayışlarına odaklanıyor.Türkiye’den Stockholm’e iltica eden Sami, yaşadıklarının sorumlularından biri olan eski bakanla kaldığı hastanede tesadüfen bir araya geliyor. Bu karşılaşma, intikam ve affetme gibi temel psikolojik ikilemleri tartışırken, cezalandırma ve yargılama gibi devlet mekanizmaları ekseninde ülkenin ahlaki iklimine de değiniyor.2001 Yunus Nadi Roman Ödülü’ne layık görülen Bir Kedi, Bir Adam, Bir Ölüm okurları alışılmışın dışında bir roman tekniğiyle tanıştırıyor. Usta edebiyatçı Zülfü Livaneli, yazar-karakter çatışmasını oldukça şeffaf ve özgün bir şekilde göz önüne seriyorBir Kedi, Bir Adam, Bir Ölüm enternasyonalizm, mültecilik, şiddet, cinayet, aile ve anadil üzerine cesur bir düşünüş biçimi sunuyor.
"Sanki dünya ikiye ayrılmıştı ve içinde yaşadığımız bölüm öyle dayanılmaz, öyle iğrenç, öyle katı ve acımasızdı ki hepimiz, bulabileceğimiz en aşağı yaşam biçimini tutturmaya çalışıyorduk."
Livaneli'den okuduğum ikinci kitap. Son Ada da politik mevzular içeren bir kitaptı. Bu kitap da öyle ancak buradaki yazım çok daha akıcı ve sürükleyici. Bazen tüm mesajları unutup sadece kurgusal bir öyküymüş gibi okuduğum oldu. Kitabın ismi de oldukça ironik.
Türkiye'den başka bir ülkeye sığınmacı olarak gitmiş olan Sami, bir hastalığı olduğuna kendisini inandırmış birisi. Hastenede karşılaştığı geçmişinden bir isimle intikam planları kurması ve kendi iç çatışması anlatılmış.