Kimliği ve suçu belirsiz bir mahkûm, idam hükmü açıklanınca dünyanın kalanıyla arasında örülen duvara tosladığında, hayatta kalma arzusunun aslında ne denli güçlü olduğunu fark eder. Adım adım yaklaştığı sona kendini ruhsal ve bedensel olarak hazırlama çabası, okuyucuları saatleri en az onun kadar korkarak sayacakları şaşırtıcı bir yolculuğa çıkarır.
Birinci tekil şahsın ağzından yazılmış ve edebiyat tarihinde bir ilk olan bu kısa roman, çarpıcılığıyla kamu vicdanına dokunmayı başararak idam cezasına karşı başlatılan protestonun fitilini ateşler.
Victor Hugo’nun 26 yaşındayken kaleme aldığı ve bir tür zihinsel otopsi olarak gördüğü bu eseri, Işık Ergüden’in özenli çevirisiyle sunuyoruz.