Bir gözyaşının hüznünü yok edecek en iyi şey ardından gelecek bir tebessümdür. Genelde gözyaşını takip eder tebessüm. Halil Cibra`nın 1914`te yayınlanan eserinde gözyaşı ve tebessümün kardeşliği öyküler ve şiirlerle anlatılıyor. Beni bu beyaz kefenin içinden çıkarın ve bana, Yasemin ve leylak yaprakları giydirin; Bedenimi fildişi sandukadan çıkarın ve bırakın, Portakal çiçeklerinden yastıklar üzerinde dinlensin. Arkamdan yas tutmayın benim, Ama gençlik ve sevinç türküleri söyleyin; Bana gözyaşı dökmeyin, Ama hasat ve üzüm sıkımı zamanı türküleri söyleyin; Hüzünle hıçkırmayın arkamdan, ama parmağınızla, Yüzüme aşk ve sevinç sembolleri çizin. Havanın sükûnetini ilahiler ve dualarla bozmayın, Ama bırakın yüreğiniz benimle beraber, Ebedi Yaşam türküleri söylesin; Kara giysiler içinde yasımı tutmayın, Ama rengârenk giyinip benimle eğlenin; Yüreklerinizde hıçkırıklarla ayrılığımdan söz etmeyin; Kapatın gözlerinizi, görün bakın ben hep yanı başınızda olacağım.