Bouvard ile Pécuchet, bilgisizliklerinden ve ahmaklıklarından kaynaklanan sınırsız bir gözüpeklikle her konuya el atan iki arkadaştır; görünüşleri gibi tutumları ve tutkuları da gülünçtür. Ama gülünçlükleri biraz da ele aldıkları eserlerin, karşılaştıkları kişi ve durumların gülünçlüğünden ileri gelir. Gerçekten de Flaubert, onların serüveninde, döneminin bilimini, felsefesini, edebiyatını, politikasını gülünç düşürmeyi amaçlar. Bilirbilmezler’i yazmaya hazırlandığı günlerde, “Öfkemi boşaltacağım bir planım var... Çağdaşlarımın bende uyandırdığı tiksintiyi onların üzerine kusacağım... Taşkın ve müthiş bir şey olacak,” demesi bundandır. Bunu da çok iyi başarır. Bu roman, Don Quijote’den Teneke Trampet’e doğru uzanan çizgide, roman tarihinin baş döndürücü doruklarından biridir.