Zweig bu kez yönünü Paris’e çeviriyor... Paris sokaklarının o bulanık insan seline karışmaya, bambaşka bir deneyime şahitlik etmeye çağırıyor okurları. Her insanın kendisini bomboş bir sokakta yalnız hissettiği, gittiği lokantada kimsenin kendisine dikkat etmediğini, gezdiği parkta herkesin kendi işiyle meşgul olduğunu sandığı anlar vardir ama aslında, sizin dikkatinizi çekmeyen balkondaki şu adam, lokantadaki garson yahut parktaki bir beyfendi size muhakkak dikkat eder. Ya siz, kalabalık bir sokağı izlerken karakter tahlili yapmaya çalıştığınız sırada tahminlerinizden çok başka biriyle rastlaşsanız, hiç tanımadığınız bu karakterin çekimine kapilip onunla âdeta bir olabilir miydiniz? İnsan ruhuna, yardımseverliğe ve karşılığında alınacak derslere dair farklı bir hikaye...