Boğaziçi’nde, kızı Nihal ve oğlu Bülent’le varlık içinde yaşayan dul Adnan Bey, orta yaştayken bir kez daha evlenmek ister. Adnan Bey’in yeni eş adayı, yine Boğaziçi’nde hoppa yaşantısıyla tanınmış Firdevs Hanım’ın küçük kızı Bihter’dir. Bu evlilik önerisini kendisine beklemiş Firdevs Hanım’ın bütün itirazlarına rağmen; Adnan Bey yalısının hanımefendisi olmak Bihter’e çekici gelecek, aradaki yaş farkını Bihter önemsemeyecektir.
Zaman geçtikçe, Bihter, önce hizmetkârlardan ve Nihal’den yakınlık görmez olur. Sonra da, Adnan Bey’in genç, uçarı yeğeni Behlûl’ün tutkun davranışlarıyla karşılaşır. Bihter yasak aşkı engellemeye çalışırsa da, sonunda yaşamak zorunda kalır, servet ve mevki ihtirasıyla geldiği Boğaziçi yalısı şimdi kendisi için bir cehennem bucağı olmuştur.
Aşk-ı Memnu serüveni bende ablamın ders kitabıyla başladı. Uzun Bir Kışın Siyah Günleri’ne kadar sürdü. Gerçi bugün de bu romanın çekiciliğinden, gizeminden ‘kurtulamadım’.