Önce ateş basmış sonra buz kesmişti adamı yanında bulduğunda. Söyleyeceği ya da yapacağı her ne varsa kaybolup gitmişti zihninden ona bakarken. Sonra aklına geldi yine. Yalancıydı adam, orası kesindi. Belli ki bu şehirde geçen kayıp zamanına dahildi. İstanbul’a kadar peşinden gelmesine, karşısına çıkmasına rağmen, olanları hatırlamaya çalışıp üzüntüden kıvranmasına izin vermişti. Ağlamamalıydı. Güçlü durmalı, hesap sormalıydı. Ayaklarını yere indirdi, sırtını dikleştirdi, kaşları çatılacak oldu. O anda adamın yanağından süzülen damlaya gözü takıldı. Dondu kaldı. Rüyada gibi kendi elinin kalkıp onun yüzüne uzandığını gördü. Tenine değdiğinde yaşadığı dejavu hissi daha da şaşırtmıştı genç kadını. Yaşananlar kayıp olsa da ona dokunduğunu hatırladı bedeni, hem de birden fazla kez. Tüm hücreleriyle ona çekiliyordu şimdi. Sımsıkı sarılmak istiyordu adama.
Üçlemenin ilk kitabı Aramızdalar/Başlangıç’la Aiyana ve Ezhno ile bildiğimiz dünyanın gizli yüzüne tanık olmuş, onların aşkıyla harmanlanmış hikayede *noholler* ve insanları onlardan koruyan tüm dünyaya dağılmış klanların iki tanesiyle tanışmıştık. Hikayemizin devamında başkahramanımız Aiyana, diğer adıyla Pelin, bir seçim yapmak zorunda. Sevdiği adamın dahil olduğu, ona aile olan Hethler mi, zorla alıkonulmak istendiği Kashkalar mı? Tüm bunların dışında tutkulu, sürpriz bir aşk da okurları bekliyor.