Kitaba adını da veren öykünün kahramanı, hastalık derecesine varan tutkularının esiri olan bir doktor, amok koşusunu işte böyle tanımlıyor: öykülerdeki diğer karakterler de aslında birer amok koşucusudur. Stefan Zweig, bu öykülerinde derin psikoloji ve felsefe kültürüyle karakterlerin iç dünyalarına nüfuz ediyor, karmaşık tutkuların, üstesinden gelinmesi zor deneyimlerin, içsel baskıların ve kurulamayan iletişimlerin insanları nasıl da uç noktalara sürükleyebileceğini betimliyor; okuru sarsan bir sadelik ve güzellikle...