Amok Koşucusu, vicdanı ile gururu arasında sıkışıp kalan bir adamın hikâyesidir. Doğu Hint Adaları’nda çalışan bir doktor kendisine gelen zengin ve kibirli bir kadının yardım talebini gururuna yenik düşerek geri çevirir. Bunun üzerine duyduğu vicdan azabıyla hatasını telafi etmenin yollarını ararken, içinde büyüyüp duran amansız pişmanlığının pençesine düşer ve önüne çıkan her şeyle birlikte en sonunda kendisini de yok edeceği bir koşu tutturur.
İntihar duygusunun hâkim olduğu bu uzun öyküde Zweig, bir insanın en derin duygularını, ruhunun karanlık köşelerinde verdiği iç savaşı ve sonunda çaresiz yenilgisini yalın ve etkileyici anlatımıyla gözler önüne seriyor.