Avrupa, 15. yy. sonlarında içinde bulunduğu uyuşukluktan ve ortaçağın karanlık dünyasından sıyrılarak uyanmaya başlar. Hümanistlerle birlikte Avrupa’ya yeni bir heyecan gelir. Dış dünyaya açılmak, zengin ülkelere ulaşılmak istenir. Keşifler çağı başlamak üzeredir. Chr. Colomb, baharat ve altının bol bulunduğu Batı Hint adalarına gitmek üzere 1492’de Portekiz’den yola çıkar. Böylece keşifler dönemi başlar. Portekiz ve İspanya’da kralların himayesinde donanmalar hazırlanır. Colomb Batı’ya gittikçe Hindistan’a varacağına inanır. Yeni bir karaya rastlar. Fakat buranın yeni bir kıta olduğunu bilmez. 1500’lerin başında Floransalı Amerigo Vespucci Portekiz kralı adına Atlantik Okyanusu’na yelken açar. Gemiler kıyıdan güneye ilerlerler, Ekvator’u geçerler. Hava soğur, fakat karanın ucu görünmez. Fırtına dolayısıyla geri dönerler. Fakat buranın Hindistan değil, yeni bir kıta, yeni bir dünya olduğunu fark eder. Burası Amerigo’dan adını alan Amerika kıtasıdır. Colomb yeni bir kıtanın varlığını keşfeder, ancak buranın Hindistan olduğunu sanır. Amerigo ise buranın yeni bir kıta olduğunu anlar. Bu yeni kıtaya uzun tartışmalardan sonra onun adı verilir. Amerigo’dan Amerika ismi türetilir. Fakat kendisinden önce oraya ayak basan Colomb’un değil de, onun adının coğrafya dünyasında kabul görmesi bu şerefin ve ünvanın Amerigo’nun mu, yoksa Colomb’un mu hakkı olduğu tartışılır. Ve bu tartışma üç yüz yıl boyunca devam eder.