Uysallığa çok alışmış ve bir aralık öfkelenip, karşı koymaya, kararlı ve tutarlı davranmaya kalkışan zayıf ve basit karakterli insanlar için, kararlılıklarının ve tutarlılıklarının asla aşamayacağı bir ara çizgi, bir sınır vardır. Karşı çıkmaları önce çok şiddetli olur. Hatta şiddet, çılgınlık derecesine kadar varır. Gözlerini sımsıkı kapatıp, karşılarına çıkan engellere saldırırlar ve kaldıramayacakları yükleri omuzlarlar. Ama belli bir noktaya gelince, kendi kendilerine şaşarlar ve yıldırım çarpmış gibi durup kendilerine o korkunç soruyu sorarlar: ``Ne yaptım ben?`` Sonra hemen gevşerler, sızlanmaya başlarlar, açıklamak isterler, diz çöküp bağışlanmayı dilerler, her şeyin eskisi gibi olmasını isterler!..