Toprakta, suda, havada, insanların beyin dokusunda bile düşen yapraklar var. Öylesine bir hışırtı geliyor ki kulaklardan kuru dallar fışkıracak sanki. Nehrin denize yakın evlerine martıların çığlıkları ulaşıyor. Balıkçılar kulak kabartmış söylenenleri anlamaya çalışıyor, suyun oyun kurucuları kanatlı hakemlerini dinliyor. Mavinin farklı tonları başka dünyalara ait şekillerini çiziyor. Ağaçların arasına sızan rüzgar zayıf dalları kırıyor. Boynu bükük yapraklar yerçekiminin etkisiyle toprak zemine düşüyor, ağaç parçalarının inleyişini kimse duymuyor. Bütün bunların bir açıklaması olmalı, nedensiz yaşanmışlık olmaz ki diye düşünürken sonuçların hangi köklerden kaynaklandığını anlamak zorlaşıyor. Dört tane yaban domuzu yan yana koşuyor, sanki yetişmeleri gereken bir yer varmış gibi. Kim bilir belki de vardır.