İnanç, bağlılıktan, uğur ve aşkla hürriyete yükselen yoldur. Yolda yolcu var, üstat var, macera var. Maceralar bazen basit ve ayan beyan, bazen sırlarla dolu bir meçhul paketindedir. Yolculuğun sırlarını, alpirler ve üstatlar, bazen açık bazen ima ile yolcuya aktarmaya çalışmaktalar. Zaman değişir, eskir, sırlar hep taze kalır. Zaman değişir fakat aşk oyunu, heyecanla asaletini korur. Tarih kitabının bazı varakları çürümüş olsa da, yine bizi aydınlatacak şifreleri bulmak mümkündür. Hakikat çürümüyor. Çürüyen, çürümeye inananların kalbidir.
Eminim ki, XV. yüzyıldan kalan ve yola ışık tutan Bayrek Kuşçuoğlu’nun bu divanı da geleceğimizi aydınlatmaya yardımcı olacaktır. Ehl-i Haklar bir ebedi mirasın sahipleridir. Bundan dolayı tarihin hiçbir döneminde hiçbir coğrafyada rahat bırakılmamışlar. Zorba hükümetler, iftira, tehdit, azar ve soykırımlarla, onların yollarını kesmek ve yok etmek istemişlerdir.
Bayrek Kuşçuğolu’nun divanı, Ehl-i Hakların dünya edebiyatı ve felsefesine armağan ettiği bir değerli eserdir. O zamandan bu zamana, dondan dona gelmişiz…