Yıllardır tatil yapmayan Komiser Haritos sonunda karısının baskılarına yenik düşer ve Santorini’de tatile çıkarlar. Başlangıçta her şey olması gerektiği gibi sakinken adada bir deprem meydana gelir ve toprak kayması sonucu adanın ıssız bir köşesinde gömülü bir ceset açığa çıkar. Tatilde de cesetler Haritos’un peşini bırakmaz, ilk incelemede üç ay öncesine ait olduğu anlaşılan kimliği belirsiz cesedi alıp Atina’ya götürmek ve soruşturmayı üstlenmek ona kalmıştır. Atina’da Haritos’u yeni bir soruşturma daha beklemektedir. Konstantinos Kustas adlı işadamı sahibi olduğu gece kulübünün önünde öldürülmüştür. Soruşturma derinleştikçe adada bulunan cesedin üçüncü lig takımlarının maçlarını yöneten bir hakeme ait, öldürülen işadamının ise üçüncü ligde birden fazla takımın gizli patronu olduğu ortaya çıkar. Haritos kendini paravan şirketler, üçüncü lig takımlarının gizli oyunları ve politikacıların kirli hayatlarının içinde bulur...Haritos kendini iyice bu davaya verir, ancak kısa süre sonra kendine bakmamanın bedelini öder; kalbi tekler ve hastaneye kaldırılır. Tek tesellisi kızı Katerina’nın yanında olmak için Selanik’ten geliyor olmasıdır. Onun da kalbiyle ilgili problemleri vardır; farklı bir türden olsa da…“Markaris gerilim, mizah ve sosyal hayat eleştirisini birleştirerek bir sanat eserine dönüştürüyor.”–Welt am Sonntag, Berlin“Petros Markaris günümüz sömürü sisteminin bir sismografıdır.” –Stefan Berkholz, WDR3, Köln