- Baş memur çantayı karakola götürdü. Karakol iskele alanında. Ok gibi fırladım. Yüreğim, kuş olup ağzımdan fırlayacak. Merdivenleri ikişer üçer atlayıp ilk kapıyı açtım, - Çanta!.. diye bağırdım. Bir çocuğa aşı yapan doktor, - Ne çantası? dedi. - Benim çantam. - Ne olmuş? - Kayboldu. - Ne zaman? - Sorguyu bırak bayım, çanta nerde? - Yukarıya bakin. Burası belediye hekimliği... Bikaç kapı daha açtıktan sonra, karakolu bulabildim. İlk girdiğim odada dört polis vardı. - Çantaa! diye bağırdım. - Ne çantası? - Baş memur bulmuş, buraya getirmiş. - Baş komiserin odasına bakin. Yandaki oda. Ben yandaki odanın kapısını öyle bir hızla açtım ki, içerdekilerin iki ellerini havaya kaldırıp teslim olmaları gerekirdi.