“Bazen Aşk, Tohumunu Patlatan Bir Gül Goncası Gibi, Güzel Bir Dostluktan Doğabilir.”
Anne evlatlık geldiği Yeşil Ev’e iyice bağlanmış, Cuthbert kardeşlerden Matthew’un ölümünün ardından Marilla’yla da iyice yakınlaşmıştır. Artık on altı yaşındadır ve yetişkinliğe biraz daha yaklaşırken yeni sorumluluklar alır. Akademideki eğitimini tamamladıktan sonra hayallerini erteleyerek Avonlea’de kalıp köyün okulunda öğretmenlik yapmaya karar verir. Farklı insanlar tanıdığı bu yeni macerası onun için önemli ve değerli bir eğitim süreci olur. Anne Shirley içindeki çocuğu kaybetmeden; Huş Patikası’ndan, Perili Orman’dan ve hayallerinden vazgeçmeden yeni planlarını hayata geçirmek üzere bir adım atar.
Yeşilin Kızı Anne’in üçüncü kitabında Anne üniversite okumak için Avonlea’den ayrılır. Üniversite yılları yeni arkadaşlıkların, alışkın olmadığı bir ev hayatının ve gönül işlerinin önünü açar. Çocukluk yıllarını geride bırakan Anne’in bu yeni tecrübelerle baş etmesi gerekecektir. Hayal gücünüyse tamamen ardında bırakmamıştır.