Hiçbir şey gökyüzü kadar kusursuz değildir. İnsanlar çoğu zaman onları özel kılan şeylerin kusurları olduğunu bilmeden sürerler yaşamlarını.
Nehir, aradığı aşkı Kıvanç’ın kalbinde bulmuşken, kusurlarla dolu bir hayata açılacak kapının önünde durduğunun bilincinde değildir.
Onun varlığı, en az yokluğu kadar acıdır. Nehir bu gerçeği yaşayarak öğrenecek, yaralı bir kalbe merhem olurken, kaçmak, kovalamak ve hatta kaçırılmak eylemlerini deneyimleyecektir.
Hayatının en kötü dönemini yaşadığını düşündüğü bir zamanda ise, kendisinin bile farkında olmadığı kadar çok sevdiği birinin kaybıyla ilk domino taşı devrilir. Ve bu kayıp, Nehir’in adına hayat denilen oyunun sonraki hamlesinde ne yapacağına dair karar vermesini sağlar.
*Yaşamak için bir sebep aramamalısın, sebeplerle yaşanmaz. Eğer illaki bir sebebim olmalı diyorsan, kaderinin nasıl sonlanacağını merak ederek yaşa. Sebebin bu olsun.*