Sultan Hamid’in sarayında en yüksek makamlardan birini on dört sene mütevaliyen işgal etmiş ve nice nice hadisatın küzergahında bulunmuş olmak salahiyetiyle gördüğüm, işittiğim, okuduğum ve öğrendiğim hakikatleri son derece bir muhakemeyle tahlil ve en mutedil bir lisanla ifade ve tespit ederken bundan bazı kimselerin güceneceklerini ve bazı sahte iddiaların mahiyeti meydana çıkacağını hesap etmiştim. …yazılarımda hakikatten başka memba ve hakikate hizmetten başka gaye ve hedefim yoktur; kapanmış bir devrin, maziye intikal etmiş hadiselerin, efkarı umumiyece tetkik edilip hükümleri verilmiş ef’al ve harekatın hikaye ve teşrihinde garez veya fikri intikam tasavvur edenler ancak ve ancak hakikatlerin işaasından korkanlardır. Milliyette intişar eden tefrikaları şahsiyat vadisine sürüklemekten ne kadar hazer ettimse şimdi bu kitabı neşre derken de o tecavüz ve taarruzların tesirinden uzak kalmaya o kadar itina ettim. Mevzuun ciddiyetine yakışmayan o kabil şahsiyatı başkalarına bırakıyorum. Ne ahlaken böyle şeylerle uğraşmaya müsait ne de karilerin nezaheti bunları okumaya mütehammildir. Milliyetteki tefrikanın nisyandan kurtarılarak kitap şeklinde tabına birçok teşvik ve iltifat neticesinde karar vermiş olduğum için lütufkâr teşvik ve muhabbetlere burada alenen teşekkürü vecibeden addederim. Tahsin Paşa