Savaş Barıştır Özgürlük Köleliktir Cehalet Güçtür Kâbus gibi bir gelecekte, her biri totaliter sistemle yönetilen üç süper devlet dünyayı kendi arasında bölüşmüştür. 1984, bu devlerden biri olan Okyanusya’da geçer. Okyanusya’da geçmiş, şimdi ve gelecek Parti’nin elindedir. Hiç kimsenin görmediği ve nerede yaşadığını dahi bilmediği Büyük Birader ise Parti’nin vücut bulmuş halidir. Okyanusya’da artık bireysellik yoktur, özgürlük yoktur, tarih yoktur. İnsan hafızası yok sayılmaktadır. Parti elini daima geçmişe uzatmakta, şu veya bu olayın asla gerçekleşmemiş olduğunu söyleyebilmektedir. Parti için şimdi doğru olan, ezeli ve ebedi olarak her zaman, herkes için doğru olmuştur. *Geçmişi kim denetim altında tutuyorsa,* der Parti sloganı, *geleceği de o denetim altında tutar: Şimdiyi denetim altında tutan ise geçmişi de denetim altında tutar.* 1984’ün muazzam bir distopya örneği olan dünyası; korku politikası, propaganda ve beyin yıkama ile halk kitlelerinin sürekli manipüle edildiği bir yerdir. İktidarı ele geçirmek ve sonrasında elde tutmak için ne gibi korkunç yöntemlere başvurulabileceğini gözler önüne serer. George Orwell’ın sözleriyle, *karşı konulmadığı takdirde totalitarizmin herhangi bir yerde zafer kazanabileceğini vurgulamak için* yazılmış olması bakımından adeta bir uyarı niteliği taşımakla birlikte, öne sürdüğü dünyanın giderek daha gerçek bir hale gelmesi bakımından da güncelliğini asla yitirmeyecek bir eserdir.