Herkesin içindeyken ya da tele-ekranın görüş alanındayken düşüncelerinizi başıboş salıvermek tehlikeliydi. En ufak bir şey sizi ele verebilirdi. Sürekli gözünüzün seğirmesi, yüzünüzün kaygılı bir hâl alması, kendi kendinize mırıldanmanız, tuhaflık belirtisi gösteren ya da bir şeyler sakladığınız şüphesi uyandıran herhangi bir şey. Ayrıca yüzünüzdeki uygunsuz bir ifade bile (örneğin bir zafer açıklanırken inanmamış görünmek) cezayı gerektiren bir suçtu. Yenisöylem’de bunun için bir sözcük bile vardı: Yüzsuçu.
George Orwell’in distopik bir evrende geçen romanı 1984 eskimedi. Modern bir kâhindi Orwell. Ne dediyse daha fazlasıyla karşılaştı insanlık. Her adımın tele-ekran ismi verilen bir aletle izlenip düşüncelerin yönlendirildiği korkunç bir dünyada insan ne kadar kendine ait olabilirdi! Orwell romanında tahribata uğratılarak değiştirilen geçmişi ve hiçbir ümidin sızmadığı geleceği bir aynaya hapsedip günümüz insanına bir işaret fişeği gönderiyor.