Türk-Ermeni ilişkileri asılsız iddialara cevap olacak şekilde işlenmiştir. Hatırlayacak olursak, 1839 Gülhane Hatt-ı Hümayûnu´ndan sonra, Osmanlı Devleti içindeki Hıristiyanların koruyuculuğunu üstlenen Batılı Devletler, Ermeniler üzerinde etkili olmağa başlamışlardı. 1877-1878 Osmanlı-Rus Savaşı sonrası Rusların Doğu Anadolu´ya inmesi ile Ermeni sorunu yeni bir boyut kazanmıştır. Rusya´nın teşvikiyle Rus ordusunda bulunan ermeni asıllı askerler Anadolu´daki Ermenilerle temasa geçmiş ve onları isyana teşvik ederek isyanların Rus ordusu tarafından destekleneceği vaadinde bulunmuşlardır.
Ayrıca, Osmanlı Devleti´ni yıkmayı amaçlayan Batılı Devletler, Balkanlar´da Slavların ve diğer Hıristiyan grupların isyanına destek verdikleri gibi; Doğu Anadolu´da da Ermenilere destek sağlamışlardır. Osmanlı Devleti sınırları içinde gerekse dışarıda komite ve dernekler kurma yoluna gitmişlerdi. Rusların Ermenileri kullanarak Doğu Anadolu´dan güneye inme düşüncesi ingiltere´yi rahatsız etmişti. Bu sebeple ingiltere, Ermenileri bağımsız bir devlet olarak desteklemekte kendisi açısından yarar görmüştür.
1885de Van´da kurulan Armenakan, 1890´da Tiflis´te kurulan Taşnak, 1897´de isviçre´deki Hınçak komiteleri Ermeni isyanlarının hazırlanması ve çıkışında rol oynamışlardır. 1890´da Erzurum´da başlayıp 1909´da Adana´da devam eden yaklaşık 31 isyanın ve devamındaki Muş, Diyarbakır, Elazığ, Erzurum, Sivas, Trabzon, Ankara, Adana, Urfa, izmit, Bursa, Musa Dağı olaylarının amacı Osmanlı Devleti´ni parçalayarak bağımsız Ermenistan Devleti´nin kurulmasını sağlamaktı.
Bu isyanlar özellikle 1. Dünya Savaşı yıllarında birçok cephede savaşan Osmanlı Devleti´nin doğudaki cephesine intikallerin ve ikmâlin yapılmasını engelleyecek Trabzon´dan Adana´ya uzanan bir hat üzerinde çıkarılmıştı.