İncelemeler

add_boxPaylaş
@suuralti
İnceleme
2 saat
Yekta Kopan' ı bu kitapla keşfetmiştim. Ve en sevdiğim yazar oldu kendisi. Bir yazardan öte bir abi gibi o anlatıyor ben dinliyorum sohbet eder gibi okuyorum kitaplarını
Bir de Baktım Yoksun
Yekta Kopan - Can Yayınları - 2022
@berrybutcher
İnceleme
8 saat
Aldatıldığını düşünen bir adamın, utancından dolayı kimliğini gizleyerek 'başkasının karısı' olan bir hanımefendiyi takip etmesiyle geçiyor tüm kitap.

Kadın belki aldatıyor ya da aldatmıyor. Bu esas konu olsa da kitap boyunca insanların birbirlerini aldatıp ahlaksızlıkla suçlamalarının aslında altı boş bir itham olduğunu anlıyorsunuz. Sanki çok basit bir hata yapılmış gibi kimse tepki vermiyor. Sadece lafta suçlamalar yapılıyor. Suçlayan insanlar da bu ahlaksızlığın parçası olmasına rağmen hiç alınmıyorlar, kötü hissetmiyorlar. Öyle tuhaf bir toplum oluşmuş.
Başkasının Karısı
Fyodor Mihayloviç Dostoyevski - Maviçatı Yayınları - 2020
@berrybutcher
İnceleme
1 gün
Yoksulluğun ve alkolün insanlara neler yaptırabileceğini anlatan gerçekçi ve sade bir kitap. Zaten Emile Zola, kitaplarında daha çok aile içi ve toplumsal sorunlardan bahseder.

Bu sorunlar ne kadar değişirse değişsin kaynakları hep yoksulluk ve yozlaşmadır. Kitabı okuduğunuzda birçok olay belki size tanıdık gelebilir çünkü kitapta her ne kadar Fransız insanları anlatılıyor olsa da olay bir ulustan ve coğrafyadan ibaret değildir.

Bu kitabında da bir kadının toplumdan ve yoksulluktan dolayı çöküşünü doğru sürüklendiği anlatılmış.
Meyhane
Emile Zola - İskele Yayıncılık - 2009
@huriyecap
İnceleme
3 gün
Yazarın "İsmini Hak Etme Derdindeki Öykü" kitabı 25 öykü ve 1 çizgi romandan oluşuyor.
Anadolu'nun unutulmaya yüz tutmuş masal tadında, yer yer şiirsel bir dille kaleme aldığı öyküleri oldukça ilgi çekiciydi. Okuduktan sonra şunu düşündüm; "ne kadar çok aynı cümleler, hikâye ve şiirlerle karşılaşıyormuşum." Bu öyküler farklıydı. Farklı ve Öz'den, bizdendi. Ve bu zamanımın boşa akmadığına dair bir ıspatıydı.

"İki tabure çekip oturdular, çay söylediler, simit bölüştüler ve sustular. Suskunluk da şiir söylemek kadar yakışıyordu onlara." Bu satırların resmi tatlı bir hissiyat bırakıyor hafsalamda. Sayfalarım bitiyor ve böylece küçürek öykülerden mutlu ayrılıyorum.

Okuyacak olanlara şimdiden keyifli okumalar dilerim.
İsmini Hak Etme Derdindeki Öykü!
Ubeydullah Öz - MATRUŞKA - 20.02.2024
@berrybutcher
İnceleme
3 gün
Homeros'tan sonra dinlendirici, kısa bir bilim kurgu okuyayım diye başladım Wells'e. Fakat kitabın seksen sayfa olması sizi yanıltmasın. Bana kalırsa Homeros'un kitabından çok daha ağır ve doğru çıkarımlar yapmak için yavaşça okunması gereken fikirler barındırıyordu.

Öncelikle tanrının, yeniden bir Nuh tufanıyla insanlığı 'temizlemesi' kararıyla başlıyoruz. Bulduğu Nuh ise, eskinin aksine modern bir Nuh'tur ve hemen tanrının kararlarını sorgulamaya başlar.

Wells, hem toplumdaki yozlaşmayı eleştirir hem dini olayları sorgular hem de siyasete dokunur.
Ağrı Dağı Yolcusu Kalmasın
H. G. Wells - İthaki Yayınları - 2019
@rebus
İnceleme
4 gün
Kitap kısa hikayelerden oluşmakta. Kitaptaki her hikaye insan yaşamındaki bir olaya değinmekte. Kitabı okuduğunuz da bir çok insanın hayat hikayesine konuk oluyorsunuz.
İshak Kuşu
Ünal Sakman - Akıl Fikir Yayınları - 2022
@berrybutcher
İnceleme
5 gün
Muhteşem bir intikam hikayesi anlatılmış. Zengin bir adam olan Kirk'ün, kaldığı otel odasında bulduğu mektupla tüm hayatı değişmeye başlar. Mektubu gönderenin peşinden gider ve bu sırada nedenini bilmediğimiz sebeplerle sürekli kabuslar görür. Bir süre sonra tamamıyla uyuyamaz olur. Artık eskisi gibi zengin ve alımlı bir adam değildir. Korkuyla, kendisini kurtarmak için yoluna devam eder.

Sonu oldukça basit ama korkunçtu. Hikaye de yüzeysel kalmıştı. Iki yüz safya, yüz sayfaymış gibi akıcıydı bu nedenle. Üzerine çok düşünmeden hızlıca okuyabileceğiniz bir kitap.
Karabasan
Tim Fox - ‎Kalipso Yayınları - 2018
@berrybutcher
İnceleme
6 gün
Herbert Wells'in olağanüstü hayal gücü yine harika bir eser ortaya çıkarmış. Bilim ve merak ile hareket eden insanların, başka canlıların doğasını bozup tanrı rolü oynamaya çalışmalarını konu alıyor bu kitap. Farklı karakterdeki insanların ne kadar ileri gidebileceklerine şahit oluyoruz. Etik değerlerden tamamen uzaklaşmayı başaran bir adam, kararlı insanların arkasından gitmekle kendini güvende hisseden öz güvensiz başka bir adam ve hikayenin protagonistinin yolları bir adada birleşiyor.
Doktor Moreau`nun Adası
H. G. Wells - İş Bankası Kültür Yayınları - 2024
@berrybutcher
İnceleme
7 gün
Faruk Nafiz, Balkan Harbi, Birinci Dünya Harbi ve Istiklal Savaşı yıllarında çocukluk ve gençlik dönemlerini geçirmiştir. Belki de bu sebeplerden dolayı, o zamanlar yaygın olmayan bir şeyi yapıp türlü sebeplerle Anadolu'yu gezmiştir. Bu seyahatler onda Memleket edebiyatını yaratma arzusu uyandırmıştır.

Bu isteği için ilk adımı, kitaba da adını veren Han Duvarları isimli, epey bilinen şiirini yazarak atmıştır.
Han Duvarları
Faruk Nafiz Çamlıbel - Yapı Kredi Yayınları - 2024
@berrybutcher
İnceleme
8 gün
Homeros, on sene süren savaşın elli bir gününü yirmi dört bölümde anlatmış. Savaş, kralların kralı Agamemnon'un Akhilleus'un ganimatini alması ve en güçlü savaşçı Akhilleus'un da buna tepki olarak savaştan çekilmesiyle başlıyor.

Savaş boyunca birçok ünlü veya daha az bilinen isimleri okuyorsunuz. Bu savaşçılar bazen ölüyor bazen de öldürüyorken çıkıyor karşımıza.

Kitabın girişinde doksan sayfalık bir bilgilendirme yer alıyor. Homeros'un kimliği, Troya kentinin milattan sonra nasıl keşfedildiği ve bu iki destanın sözlü mü yoksa yazılı mı aktarıldığı açıklanıyor. Benim için bu kısım, destanın kendisini okumaktan daha yorucuydu. Hatırlanması gereken çok fazla detay vardı.
İlyada
Homeros - İş Bankası Kültür Yayınları - 2024
@berrybutcher
İnceleme
9 gün
Diğer mutasavvıflara kıyasla Şems ve Mevlana benim için oldukça değerli. Din anlamında bir değerden bahsetmiyorum. Aksi halde, kendini fıkıh ve kelam gibi ilimleri anlamaya adamış kişileri daha önemli bulabilirsiniz. Çünkü bunlar dini, din vasıtası ile dinin tanrısını anlamanın temel yoludur. Şems de bu ilimleri erken yaşta öğrenmiştir ancak bu ilimler onun için araçtır. Allah sevgisine götüren yoldur. Mevlana'nın kendisini kitap okumaya kaptırmasını da çokça eleştirmiştir keza. Onlar için aşk ilk sırada gelir. Ibn Arabi'nin dediği gibi, ilim yalnızca akılla öğrenilemez.

Fakat ben, iki velinin tek bir ruh oluşturmasını seviyorum. Birbirlerinin ruhunda kayboluyorlar. Bir bütün oluşturuyorlar ve muhtemelen bu da aşklarını ikiye katlıyor. Insan-ı Kamil sıfatı tek bir kişiye atfedilirken, iki sufinin ilişkisi sayesinde bir ruh olmalarına da uygun buluyorum.

Kitaptaki tek sıkıntı, noktalama işaretlerinin eksikliğiydi. Bu da anlam karmaşasına neden oluyordu ara sıra. Mevlana ve Şems'e ilgisi olanlar için güzel bir kaynak. Yorucu da değil içerdiği derin anlamlara kıyasla.
Aşkın Gözyaşları - Şems-i Tebrizi Hz. Mevlana
Sinan Yağmur - Kapı Yayınları - 2022
@berrybutcher
İnceleme
9 gün
Gece Yarısını DÖRT Geçe'nin devamını anlatan ikinci kitap. Toplamda, birbirinden bağımsız iki korku hikayesinden bahsediyor.

Ilk hikaye sakin bir kasabada sigortacılık yapan bir adamın, küçük bir konuşma hazırlamak için kütüphane gitmesiyle başlıyor. Bu kütüphane oldukça anormal ve tehlikeli bir yaratığı da içinde barındırıyor. Bu yaratık oldukça eskiye dayanan bir tarihe sahip. Bizim sigortacıdan ne istediği de tam bir gizem. Okudukça hem sigortacı Sam ile aynı korkuları yaşıyorsunuz hem de hikayeye kendinizi iyice kaptırıyorsunuz.

Ikinci hikayede ise doğum günü hediyesi olarak bir fotoğraf makinesi alan delikanlının, makinenin çektiği fotoğrafların bugüne ait olmadığını anlaması ve fotoğraflarda beliren yaratıktan kurtulmaya çalışmasını okuyoruz. Bu hikaye de ilki gibi dehşet vericiydi. Derslerim olmasa bir günde bitirecektim tüm kitabı. Hem korkarak hem de zevkle okudum iki hikayeyi de.

King'in kalemi yine olağanüstü. Fantastik ve korku türünde çok geniş ve hayranlık uyandırıcı bir hayal gücüne sahip.

Özellikle korku ve gizem türünü sevenlere şiddetle tavsiye ederim Stephen King romanlarını.
Gece Yarısını Dört Geçe
Stephen King - ALTIN KİTAPLAR - 03.12.2018
@berrybutcher
İnceleme
9 gün
Üç bölümden oluşan bir polisiye kitabı. Her ayrıntıya farklı bir klişe eklenmiş. Bazı noktalar çok belirsiz kalmış ve sığ bir anlatımla yetinilmiş.

Yazardan okuduğum ilk kitap ve muhtemelen de sonuncu olmayacak. Ne kadar klişeler fazla da olsa başrol tamamen farklı bir karaktere sahip. Sıradan dedektiflerden oldukça uzak. Ayrıca kitap çok akıcıydı. Bu yüzden hızlıca bitti ama sevemediğim bir şeyler de var. Diğer kitaplarının daha iyi olacağını umuyorum.
Çürümüş - Mükemmel Kurban
Jay Bonansinga - Ren Kitap - 2018
@berrybutcher
İnceleme
11 gün
Aslında henüz çocukluk yıllarını unutacak kadar yaşlandığımı düşünmüyordum ancak gerek bu kitabı gerekse ana karakteri çocuk olan diğer kitapları okuduğumda fark ettim ki bana çok yabancı geliyorlar. Hiç tanıdık bir iz bulamıyorum kitaplarda. Sanırım karakterlere hayat verenin de bir yetişkin olması büyük bir etki bırakmış. Çocuklar çocuk gibi değil de yetişkinin zorlamasıyla çocuk gibi hareket eden insanlar.

Verdikleri kararlar, yaptıkları planlar ve karakter gelişimleri o kadar kusursuz ki gerçekte olan çocukları anlamakta da zorlanıyorum.
Pal Sokağı Çocukları Küçük Boy
Ferenc Molnar - Yapı Kredi Yayınları - 2024
@ebruckr
İnceleme
11 gün
EvladımSanaDiyorum okuma kulübü olarak okuduğumuz ve benim çok sevdiğim bir eser.
Öfkelenip ağlayabildiğiniz için şükrettiniz mi hiç?Acı duyabildiğiniz, gülebildiğiniz için peki?Duygularımız olmasaydı nasıl yaşardık düşündünüz mü? Tüm bu soruların cevaplarını bu kitabı okuduktan sonra verebilirsiniz.Rabbim nasıl güzel nimetler vermiş bazısının hiç farkında değiliz.Bolca tefekkür ettirebilir bu kitap size.
Rahatsızlığı sebebiyle duygusal tepkiler veremeyen bir çocuğun yaşadıklarını, hayatını kendi anlatımıyla okuyacağınız bu eseri özellikle psikoloji alanında çalışanlar, öğretmenler ve ebeveynlere tavsiye ederim.
Badem
Won-Pyung Sohn - Peta Kitap - 2023
@ebruckr
İnceleme
11 gün
Rebiülevvel ayında, Peygamberimizin doğum gününün olduğu ayda kitabı bitirmeye niyet ettim.O'nu (s.a.v.) tanımak, hayatını okumak insanı iyileştirir.Ramazan ayındaki programda konuşulanların yazıya aktarılması çok kıymetli, okurken aynı duyguları hissedebilirsiniz.Okumadan evvel videoyu izlerseniz okurken Bekir Develi ve M.Emin Yıldırım'ın sesini duyduğunuzu farkedeceksiniz.Herkes İçin Siyer ismi gibi herkese hitap ediyor.Okuyup şifalanmanızı tavsiye ederim.
Herkes İçin Siyer - Mekke Dönemi
Bekir Develi - Profil Kitap - 2024
@ebruckr
İnceleme
11 gün
Yazarın Huşu Ağacı kitabından sonra okuduğum 2. kitabıdır.Çok sürükleyici ve etkileyici bir anlatımı var.Kitabın ruhunuza dokunduğunu fark ediyorsunuz.Bizim değerlerimizi bizim hayatımızı o kadar güzel anlatmış ki içinde herkesin kendinde bulabileceği acı ve sevinçleri barındırmaktadır.Ağlayarak okuduğumu itiraf etmeliyim, Hüma'nın bölümlerinde sarsıldım.Derviş babanın öğütleri, Zeynep'in kendini arayışında size söylenmiş ruhsal çözümlemeler bulabilirsiniz.Serinin devam kitaplarını çok merak ediyorum.Herkese tavsiye ederim.
Asude Bahçe
Funda Uçuk Er - Cezve Kitap - 2021
@berrybutcher
İnceleme
11 gün
Madam Bovary, ilk ismiyle Emma, kitabın ellili sayfalarında kocasından memnun kalmadığını söylüyor. Monoton hayat canını sıkıyor kadının. Mösyö Bovary ile evlenmeden önce de evliliğe koşuyor ve babasının evindeki hayatından yakınıyordu. Ondan önce de babasının evini özlüyor ve gittiği manastır hayatını yeknesak buluyordu. Sonuca gelince ise evlenip de merakını giderdikten sonra bu kez en başa dönüp manastırı özlemle anıyor.

Ellinci sayfadayken bunları not ettim ancak devamının da benzer olacağını düşünüyorum. Hayatını kendi iradesiyle yaşayamayan bazı insanları hiçbir değişiklik tatmin etmez. Bazı kişilerin, kadını bu konuda nankör veya aç gözlü olmakla yerdiğini gördüm ancak bu saygı duyulması gereken bir durum. Böyle insanlar bir hafta Paris'i gezer ardından sıkılıp üç hafta köy evinde yaşar. Bu günümüz dünyasında ekonomik özgürlüğü olan insanların yaptığı alışılagelmiş bir tavır. Bazı insanlar bir sırt çantası ve bisikletle dünyayı geziyor. Madam Bovary, kadınların babasının istediğiyle evlendiği, ailesinin istediği, genellikle dini okullarda, eğitimi aldığı bir döneme denk geldiği için şanssız kimselerden. Daha gencecik birisi ve ne kendini ne de insanları tanımadan seçim yapmaya zorlanıyor.
Madame Bovary (Ciltsiz)
Gustave Flaubert - TÜRKİYE İŞ BANKASI KÜLTÜR YAYINLARI - 10.05.2019
@berrybutcher
İnceleme
12 gün
Böğürtlen kitabından sonra Mehmet Rauf'tan okuduğum ikinci kitap. Ayrıca Türk edebiyatının ilk psikolojik romandır.

Dili, Böğürtlen kitabında olduğu gibi çok akıcı. O kadar eski kelime bile kitabın akıcılığını bozamamış. Sürükleyiciliğini bozan yegane şeyse romana hakim olan romantizm. Üç yüz altmış beş sayfayı ancak beş günde okuyabildim. Karikatürize edilmiş bir aşk okuyup duruyoruz. Abartı bir aşk draması izlemeye gelmişiz gibiydi.
Eylül
Mehmet Rauf - İnkılap Kitabevi - 2018
@muhseyda
İnceleme
12 gün
Düşüncelerim
-Kitap aşırı derecede sürükleyici, bir solukta okunacak bir kitap. Açıkçası daha önce okuduğum Yoldaki Mühendis kitabıyla tutku olarak eşleştirdim. Kafamıza yerleştirdiğimiz bir ideoloji uğruna neler yapabiliriz, nelerden vazgeçebiliriz.
-Ayrıca insanların kendi adaletlerini oluşturmaya çalışmaları ve bu uğurda canlarını bile vermenin onlar için önemsiz olması ilginç bir psikoloji şekli.
Cinayet Şirketi
Jack London - Alfa Yayınları - 2022
@berrybutcher
İnceleme
12 gün
Köpeğiyle yalnız yaşayan Ed Kennedy taksicilik yaparak geçiniyor. Oldukça sıradan, yoksul bir hayatı var. Klişe arkadaşlar ve klişe bir platonik aşk...

Sıradan Ed'e, posta kutusunda bulduğu iskambil kağıtlarıyla (Karo, sinek, maça, kupa asları.) adresler ya da bilmeceler iletiliyor. Bunları çözerek insanlara yardım etmesi gerekiyor. Yardım ettiği her insan Ed'in hayatına karışıyor ve kalıcı bir etki bırakıyor.

Kitabı sürükleyici yapan en ilgi çekici şey, Ed'in karar verme yetisi. Karşılaştığı durumlarda ben ne yapardım diye düşünüyorum ama aklıma yetersiz sonuçlardan başka bir şey gelmiyor. Ancak Ed, sanki bunun için doğmuş gibi hızlı ve eğlenceli kararlar alıyor her adres için.
Hiç Kimse Sıradan Değildir
Markus Zusak - Martı Yayınları - 2020
@berrybutcher
İnceleme
13 gün
Yazarın Profesör kitabını okurken bu kadar durağan gelmemişti aslında. Gerçi o kadar akıcı değildi o da. Iki kitabının da giriş ve gelişme kısımları birbiriyle yarışır derecede durgundu. Climax ve sonucu ise çok daha akıcıydı.

Yedi günde bitirebildim ancak. Bu kitabında, özellikle ilk üç yüz sayfasında kendimi zorlayarak okudum. Kitaptan soğumamak için günde elli sayfa ile sınırlandırdım okumayı bir süre. Sıkıcı ve sürükleyiciliği yoktu. Ama bu demek değil ki kitap kötüydü. Farklı tarzlara alışmadığım için daha yavaş ilerleyen ve içeriği dolu dolu olan kitaplar boğucu geliyor. Sürekli çalakalem bir anlatımla kaç-kovala polisiye kitaplarına alışmışım. John Katzenbach'ın dünyasında girince her şey yavaşladı sanki. Önce sıkılıp bırakmak istedim ama bir süre sonra alıştım kaleminin akışına. Aklıma balık tutmaya ilk gittiğim zamanlar geldi. Sürekli sızlanır ve beklemek istemezdim ancak bir süre sonra akşamdan sabaha kadar öylece bekleyebilir hâle geldim. Yazarın kitapları da böyle bir intiba uyandırdı. Eğer ortasında kadar bekleyebilirseniz sizi içine çekeceğine inanıyorum.
Psiko Analist
John Katzenbach - Koridor Yayıncılık - 0
@berrybutcher
İnceleme
13 gün
Karakterlerin hepsine biraz hak verdim, fazlaca nefret ettim. Insanların birbirini her açıdan kullanmaya çalıştığı ve ezdiği bir dünya yazılmış. Tabii bu gerçekte olan bir durum. Hayal ürünü değil. Kendimizin bile dâhil olduğu ilişki türleri.

Türlü entrikalarla masum insanları öldürtmekten, hapise attırmaktan çekinmeyen karakterlerle tanışıyorsunuz. Deyyusların, arkadaşlarının arkasından namussuzluk yapmasını ve pişkince övünmelerini okuyorsunuz.

Kitabı okudukça tarihte hangi olay meydana gelmişse de, devir ne kadar farklıysa da bir grup insanın daima kansız olabileceğini anlıyorsunuz. Fakat yazılanlar sizi şaşırtmayacaktır. Çoğumuz kitaptaki türde karakterlerle tanışmışızdır hatta onlardan bir parçasını da kendi karakterimizde bulabiliriz.

Orhan Kemal'den okuduğum ilk kitap. Bence hoş bir tarzı var. Yaşar Kemal gibi, o da Çukurova'yı anlatmış. Özellikle çiftçilerin komisyoncuya verdiği mallara rağmen hiçbir şey kazanamaması ve hep hakkının yenmesi bugün bile devam eden bir problem.
Kanlı Topraklar
Orhan Kemal - Everest Yayınları - 2023
@mervekaba
İnceleme
13 gün
Kısa güzel öyküler
Yazarın okuduğum ilk kitabı. Kitap on altı kısa öyküden oluşuyor. Okuması zevkli, dil sade ve akıcı.En çok Deli Tarla ve Adieu Hala öykülerini sevdim. Bence dili daha ağır, uzun kitaplardan sonra okunabilecek yormayan, güzel bir kitap.
Deli Tarla
Şermin Yaşar - Doğan Kitap - 2023
@huriyecap
İnceleme
13 gün
Çocuk Edebiyatı
Bilge kızımın oku oku bitiremediği kitap. Bu yaz "hadi biraz kitap oku" dediğimde eline ilk aldığı "Babannemden Geriye" isimli kitap oldu. Tuğba Coşkuner, anne-kız çok sevdiğimiz bir yazar 😊
Babaannemden Geriye
Tuğba Coşkuner - Cezve Çocuk - 2023
2
@berrybutcher
İnceleme
14 gün
Stephen King'in hayal gücünü her okuduğum kitapta övüyorum ve yeni kitabına başladığımda yaratıcılığının sonu yokmuş gibi geliyor. Aksiyon, gizem ve gerilim karışımı bir kitaptı. 328 sayfa boyunca hiç sıkmadan bitti.

Intikam ve hayatta kalmaya çalışmanın hikayesiydi. Hangi karakterin penceresinden bakarsanız onu haklı buluyorsunuz. Üzüldüğüm tek kişi ise Italyan oldu. Diğerleri ne ektiyse onu biçti kısaca.
Falcı
Stephen King - İnkılap Kitabevi - 2024
@berrybutcher
İnceleme
14 gün
Ikinci bir John Saul kitabı ve tarzının yine aynı olduğunu söyleyebilirim. Konu farklı ama sanki benzeri bir şekilde işlenmiş. Bunun sebebi okuduğum iki kitabında da Hristiyanlık motiflerini çok kullanmış olması olabilir. Zaten direkt olarak bu dine dayandırılmıştı kitapları. Belki de bu sebepten korku/gerilim türünde yazılmış olan kitapları, bana hiç de korkunç gelmedi. Haçtan korkan şeytanlar vs. biraz sığ ve dindar yetiştirilmiş çocukları etkilemek için yazılmış gibi basitti. Yani korku beklentisiyle almayın derim. Konu sizi içine çekecektir ve akıcı bir dili var ancak bunun sebebi de kitap kurgusunun sağlam oluşu değil de karakterleri merak ediyor olmanız olacaktır.
Şeytanın Sağ Eli
John Saul - MARTI YAYINLARI - 05.04.2000
#Edebiyat - @ebruasya
İnceleme
14 gün
Şair Arife Özden'in temmuz 2023 de boy yayınlarından çıkardığı ilk şiir kitabıdır. Doksan beş sayfadan oluşan eserde toplamda altmış yedi şiir bulunuyor.

İçindekiler bölümünden sonra ''Yokluğunun ayazında üşüyor yüreğim, bu kaçıncı yama yaralarıma?'' dizeleriyle gönlünün sevda yanına parça parça lirik şiirler örmeye başlıyor. Serbest şiirlerin yanı sıra, genelinde on birlik ölçü kalıbı kullanılarak oluşturulan hece çalışmalarında sesin kesildiği duraklarda şiirin ahengi artırılırken, okuyucuya da bir nefeslik susma ve düşünme payı ustalıkla bırakılıyor.

Edebi açıdan zengin, derinlikli ve düşündürücü olan birçok şiirinde melankoliyle yoğrulmuş iç sesini dışarıya biz okuyuculara aktarırken yer yer bireysel ve toplumsal kayıpların ve içsel kırgınlıklar aynasının Arife Özden farkıyla bize nasıl yansıdığını görüyoruz.

Adaletsizliklere, haksızlıklara ve kötülüklere tepkisiz kalmayıp yapılan yanlışları yok etme gayesiyle ''bir silgi olsaydım, bütün kötülükleri silerdim'' diyerek çok sevdiği çocukları ve öğrencilerini masumiyet ve iyilik arzusunun en anaç yanıyla sarmalarken onlara tertemiz bir dünya bırakmak istiyor. Hayatta engelleyemediği, korumaya gücünün yetmediği durumlarla karşılaştığında ise üzüntüsünü ve çaresizliğini sessiz bir ağıtla dile getiriyor. Bir taraftan içinde söndüremediği bireysel yangınlardan dem vururken şairimiz, bir taraftan da talana uğrayan yanlarından bahsediyor. 2021 yılında yok olan binlerce ağacın önem ve değerini empati yoluyla anlatarak orman yangınlarına dikkat çekiyor.

Sayfaları çevirdikçe kimi zaman siyaha dönüyor ömrümüz, kor gibi yanarken sızlıyor yüreğimiz. Yarınlar buğulu, umutlar yorgun olsa da huzur kuşunu yakalamaktan hiç vazgeçmemiş şairimiz. Ömrün hasat zamanında payımıza hüzün düşerken, kendimiz için bir şey yapıp hayallere dalıyoruz. Bazen baharı olmayan sokaklarda bir muştu bekliyor, sevgiliyi arıyoruz. Bazen de bin bir mana içinde masallardan bir hisse kapıyoruz.

Kitaba adını veren yitik çığlığa göz attığımızda ise yoğun imgelerle karşılaşıyoruz. Yalnızlık, karanlık, hüzün, sabır, pişmanlık, suskunluk, yokluk, müphem hatıralar gibi temaların öne çıktığı bu şiirde sembollerin; şebiyelda, İbrahimi nefes, nemrudun harı, sisli çöl vahameti, korlarla çevrili vadiler gibi dini ve mitolojik göndermelerle birlikte kullanıldığını görüyoruz.

Şiirinde, hüznü ruhsal yolculuğuna rehber kılan şairimiz ironik bir şekilde ''hüznün'' yolunu aydınlatan bir ışık olduğunu söylüyor. ''Süt beyazı küheylan'' saflık ve temizliğe doğru telaşlı bir kaçışı anlatırken'' soluk soluğa çırpınmak '' ifadesiyle de bütün çabalarının umutsuzlukla son bulduğundan bahsediyor. Duygularının döküldüğü yerde yitik bir çığlık barındıran şairimiz ifade edilemeyen bu acının içinde ''isminin geçtiği dizelerde'' ve ''adın düşerken yüreğimin memnu satırlarına'' sözleriyle kendine yasakladığı duygu ve düşünceleri büyük bir kayıp gibi görerek üzerini gözyaşlarıyla örtüyor. ''sarar benliğimi suskunluğun nedameti'' dizelerinde geçmişte dile getiremediği şeylerin birikmişliğinin verdiği ağırlık sonucunda duyduğu pişmanlığı anlatırken şu ifadelerinde ise aslında yazıp yazıp sildiği kağıtlara içini döktüğünü anlıyoruz. ''Buruşturup bir köşeye attığım binlerce kelam içinde, yüreğim sıkışıp kalır yokluğunun cenderesinde.'' O, yokluk ki şairimizin duygularının en had safhada yaşanmasına neden oluyor ve büyük bir ruhsal yükün içine girdiğini ve bu yükün tarifinin ''terazimi şaşırtır kalemime çöken ağırlık'' ifadesiyle birebir desteklendiğini anlıyoruz.

Yaralarından bahsediyor şairimiz bir başka dizede... Kabuk tutmayan yaralarından... Ve bunun çaresinin sadece gözlerde olduğunu söylüyor. ''Gözler'' sözcüğünün şiirlerde sıklıkla kullanıldığını hepimiz biliriz. Yitik Çığlık şiirinde ise gözler çok farklı bir şekilde anlamlandırılmış. içinde bulunduğu yokluk acısının verdiği derin ızdırabın somut olarak görmese de düşüncede ya da hayali bir varlık olarak kalsa da kendisine iyi gelecek tek şeyin, aklına düşen gözlerden başka bir şey olamayacağını vurguluyor. Ve son olarak ''Ah ömür takvimimin güzel günlerine düşen yangın'', ''kurumuş gül yaprakları'', ''ölüm uykusuna düşen dünyevi kalabalık'' ilgimi çeken diğer dizeler. Buradan da anlıyoruz ki ölüm dediğimiz şey kaçınılmaz bir gerçek, ne yaşarsak yaşayalım üzerimizdeki yükler elbet bir gün anlamını yitirecek.

Akıcı ve ritmik hece şiirlerine dönecek olursak içlerinden bestelenmiş sözler var mıydı bilemiyorum ama birçoğu güfte olarak hazır ol da bekliyordu sanki. Özellikle ''Elimde Değil'' adlı şiiri okurken elimde olmadan dilimde türküleştiğini fark ettim sözlerin. Kulağımda bağlamanın o vurgulu sesi; geçmişime, kanayan yaralarıma, özlemlerimin ç'ağladığı çocukluk yıllarıma götürüverdi beni bir çırpıda.

Hicran kuyularındaki mürekkebi usta kalemiyle usul usul çekerek halini tutkulu bir duyguyla arz eden şairimiz kan bağından öte can bağına yazdığı şiiriyle, hem gözleri hem de yürekleri dolduruyor. Anlatım dilinin oldukça akıcı olduğu kitapta derinlemesine yaptığım yolculuk beni şairimizin kıymetli dostlarına ithaf ettiği bir şiirle buluşturuyor. Dostlarını candan selamlarken sarf ettiği dua niteliğindeki sözleri ise oldukça duygulandırıyor.

Akılda kalıcı ve dikkat çekici şiirlerden biri de kokunun metafor olarak kullanılıp hem İstanbul'un büyülü atmosferini hem de bir sevginin verdiği sıcaklık ve özlemin duygusal imgelerle anlatıldığı ''İstanbul sen kokar'' adlı şiirdi. Okuduğum her şiirin tınısını dikkatle dinlerken aşka dair nasihat niteliğinde şu sözlerin büyüsüne kapılıyorum. ''Sevmeyi bilmeyen çıkmasın bu yola, yaşanmasın sevdalar sonunda ayrılık olacaksa.''

Kitabın sonlarına doğru zamanın sisli denizinde içinin en içine sığınırken görüyoruz şairimizi. Birkaç dize gözyaşıyla tevekkül içinde ölümü düşünüyor. En sevgiliye gönülden seslenip arınma ihtiyacını dillendirirken, kalemini de bir nebze olsun dinlendiriyor.

EbRuAsya//

Yitik Çığlık
Arife Özden - Boy yayınları - 2023
2
@berrybutcher
İnceleme
15 gün
Okuduğum en iyi ve keyif verici kitaplardan biriydi. Tamamen kendine özgü orijinal bir konusu ve tarzı var. Final haftasına giriyor olmasam üç gün yerine iki günde bitirirdim.

Okumadan önce korku ve gerilim türünde bir kitap olduğunu düşünüyordum Stephen King'in de yaptığı yorum üzerine. Ancak korku ve gerilimle alakası yok. Farklı, doğaüstü varlıklar okuyorsunuz ancak gerilim yerine merak uyandırıcı ve bambaşka bir tür. Daha çok aksiyon derdim ben. Stephen King'in bu kitabı neden sevdiğini anlamıyor değilim. Kendine yakın, hatta belki kendisine denk bir hayal gücü keşfetmiş olması, arka kapaktaki "Korku edebiyatının geleceğini gördüm... Adı Clive Barker'dı." yorumu yazmasına yol açmış olmalı.

Kitapları neden sevdiğimizi hatırlatacak muhteşem kitaplarla daha sık karşılaşmayı umut ediyorum ben ve diğer herkes adına.
Kutsanma Ayini
Clive Barker - OĞLAK YAYINLARI - 04.04.2001
@berrybutcher
İnceleme
16 gün
Bu kitap, Martı ve dört perdelik Vişne Bahçesi tiyatrosunu içeriyor. Ben EZR Yayıncılık'tan okudum. Bazı kısımlar da imla hataları ve basım hataları vardı. Ancak bunlar genel konunun anlaşılmasını etkileyecek düzeyde değildi tabii. Yine de başka bir yayınevi tercih edebilirsiniz daha sağlıklı ve akıcı bir çeviri için.

Iki tiyatro eserinde de anlaşılması zor bir tuhaflık vardı. "Bunu neden yazmış acaba?" diye düşündürüyor. Amaç eksikliği olabilir bunun sebebi. Zaten yazarın, kendisini bir karakterle aktardığını düşünüyorum. Yazar olarak karşımıza çıkan karaktere de bu şekilde bir açıklama yaptırmıştı. Yetenekli olduğunu ancak bir türlü kendi yolunu bulamadığından bahsediyordu.

Anlamsızdı ve keyifsizdi demeyeceğim yine de. Belirli bir düzenle- giriş, gelişme, sonuç- ilerleyen alışılagelmiş kitaplardan sonra bu tarz kendine has ve aykırı kitapları okumak hoşuma gidiyor. Bambaşka bir yazının varlığını keşfetmek gibi. Farklı bir zevki var normalde mânasız gelebilecek eserlerin. Bu nedenle başlarken tereddüt etmeyin derim.
Martı
Anton Pavloviç Çehov - İş Bankası Kültür Yayınları - 2024
@berrybutcher
İnceleme
16 gün
Özellikle ilk hikayede olayı küçük bir çakıl taşının farklı yerde olmasıyla çözebilen, daha doğrusu bunu fark edebilen Holmes, yine kendine hayran bıraktı beni.

Ancak beşinci hikayedeki Ünlü Müşteri bölümü felaket derecede korkunç ve iyiydi. Insanları canının istediği gibi kullanan ve öldüren zengin bir yer altı suçlusunu anlatıyordu. Bu adam Sherlock'a bile zarar vermekten çekinmiyor. Hayatına birçok kadın giriyor ve eşlerini öldürüyor. Bunun yanında kaçakçılık, adam öldürme ve hırsızlık gibi ciddi suçları da rahat bir tavırla işleyebiliyordu.

Diğer hikayelerden bazılarını başka bir yayınevinde basılan Sherlock kitaplarından hatırlıyordum. Genel olarak akılda kalıcı ve etkileyici hikayelere yer verilmişti bu kitabında. Dedektif ve gizem türünü sevenlere tereddütsüz tavsiye edebilirim.
Sherlock Holmes - Kuşku
Sir Arthur Conan Doyle - TUTKU YAYINEVİ - 16.03.2017
@berrybutcher
İnceleme
16 gün
Okuduğum serinin diğer kitaplarına kıyasla bu kitap yalnızca iki hikaye içeriyordu: Korku Vadisi ve Baskervilles Laneti. Sherlock kitaplarında genelde kısa ve çarpıcı öyküler okumaya alışığız. Yine de bu hikayelerin uzun olması onları ne daha sıkıcı yapmış ne de daha az etkileyici.

Ilk hikayede suç, intikam ve gizemin bir araya geldiği müthiş bir konu anlatılmış. Ikinci hikayede ise gerilim ve gizem ağırlıklıydı.

Sherlock'un ve Watson'ın tavırları ve olaylara tepkileri beni her zaman şaşırtıyor. Bu küçük detaylar, iki karakterin sıkıcı olmasını engelliyor. Dizisini, filmlerini izlemiş ve kitaplarını okumuşsanız eminim siz de fark edeceksiniz, çok da hoşunuza gidecektir.
Sherlock Holmes - Şüphe
Sir Arthur Conan Doyle - TUTKU YAYINEVİ - 13.05.2017
@berrybutcher
İnceleme
16 gün
14-15 yüzyıllarda yazıya geçirilen destanların içeriğini oluşturduğu bu kitaptaki birçok isime aşinaydım. Bamsı Beyrek, Uruz Bey, Deli Dumrul, Kan Turalı, Yiğenek, Basat, Boğaç Han gibi figürlerin kısa hikayelerine yer verilmiş. Özellikle bu efsanevi kişilerin isimlerini nasıl aldıklarından bahsediliyor. Eski Türklerin yaşadığı zamanın kültürüne göre kan dökmeyen, kahramanlık göstermeyen erkeklere isim verilmiyormuş. Bu isimlerin hangi olaylarda verildiği yazıyor kitapta. Ancak bazı hikayeler, örneğin Salur Kazan'ın oğlu Uraz ile ilgili birden fazla kıssa verilmiş. Bazen Uraz esir düşerken, bazen babası kurtarılıyor. Bu bakımdan biraz kafa karıştırıcı ve yüzeysel geçilmiş gibi geldi bana.

Dili de çok akıcıydı. Çeviri yapılırken orijinal halini korumaya çalışmışlar. Eski kelime diyerek açıklaması verilen bazı kelimelerin, bizim yöresel kelimelerimizle aynı olması çok eğlenceli ve hoştu. Bu bilinmeyen kelimeler de okurun konsantrasyonunu bozacak kadar fazla değil. Sayıca az oldukları için bilmeseniz de aklınızda tutabiliyorsunuz.
Dede Korkut Hikayeleri
Kolektif - İş Bankası Kültür Yayınları - 2024
@berrybutcher
İnceleme
17 gün
Bu kitap kadar ilk sayfalarda okurun gözünü korkutan ve anlaşılmaz bir giriş yapan başka kitap var mıdır bilemiyorum. Ilk başladığımda, "Aldık mı başımıza belayı." diye sızlanmıştım. Ancak elli sayfadan sonra o kadar hızlı akmaya başladı ki nihayet kurgunun içine girebildim.

Hayri Irdal'ın gözünden kendi hayatını ve diğer karakterleri okuma şansınız olacak. Hayri ortalama birisi gibi görünse de aslında çok ilginç bir tip. Insanlarla ilişkileri, ağzını açsa başını belaya sokması, yüzünü görenin işinin bir hafta ters gitmesi okuyanı hem eğlendiriyor hem de Hayri için üzülürken buluyorsunuz kendinizi. Bir insan bu kadar mı kısmetsiz, basiretsiz olur diye öfkeleniyordum kitabın yarısına kadar. Kendisini hamal gibi kullanıp parasını yiyen ikinci karısı ve onun kız kardeşleri, Hayri'ye hasta teşhişi koyan ancak kendisi tam bir numune olan Psikiyatrist, hepsine müthiş sinirlendim. Zavallı Hayri...
Saatleri Ayarlama Enstitüsü
Ahmet Hamdi Tanpınar - Dergah Yayınları - 2024
@melikeooo43
İnceleme
17 gün
Kitabi nasil okucam
30 Adımda Özgüven
Sam Horn - Koridor Yayıncılık - 0
#Bence - @zeynepdoganbalci
İnceleme
17 gün
Seni nasıl seveyim?
Sevmek, sevilmek incelik istiyor. Harika bir kitap diyemem ama atladığımız bir çok ayrıntıyı, aa evet öyle olabilir, dedirterek sizi inceden aydınlatan bir kitap.
Beş Sevgi Dili
Gary Chapman - Koridor Yayıncılık - 2012
#fikir ve düşünce - @berceste
İnceleme
17 gün
KARANLIĞIN GÖLGESİ…


Herhangi bir yazarın kitabını okumadan hayatı hakkında bilgi edinmekte her zaman fayda var. Sadık Hidayet ‘in bu eserini daha iyi özümsemek için biraz fazla bilgisele ihtiyaç duyabilirsiniz. İtina gösterilerek anlaşılması mümkün girift bir roman var karşımızda.

Kör Baykuş Çağdaş İran edebiyatının başyapıtlarından birisi. Eser İlk sayfasından itibaren bir labirentin içerisine giriyormuş hissi veriyor. Olay örgüsünden ziyade bir karakterin durumu üzerinden kurgulanmış bir eser. böyle girdaplı düşüncelere sahip bir eser okudum dersem yalan olur. Okuması ağır değildi gayet akıcıydı. Obsesif kompulsif bozukluk yaşayan bir baş kahramanın düşüncelerinin sarmalından müspet ya da menfi olarak etkilenmemek mümkün değil.

Sabahattin Ali’nin kuyucaklı Yusuf’taki ev halini anlatan söz bu eserdeki duruma bir nebze olsun ışık tutabilir ;
“Aynı evde, yan yana ve birbirine tamamen yabancı olarak yaşamak, feci bir şeydi.”

Edebi olarak karanlık ve gölge betimlemelerini okuduğunuz pasajlar, adeta karanlığın gölgesinden emarelerini izleyerek yol aldırıyor labirentin içerisinde.
Öyle bir hal alıyor ki içerisindeki dil, bu roman yazarın elinden değil, başkarakterinin düşüncelerinin dili olduğuna inandırıyor. Öyle keskin düşünce geçişlerinin içerisinde bunu bir roman olarak düşünmesi zor iken Sadık Hidayet ‘in ustaca geçişleri bu eserin ne kadar büyük bir yapıt olduğunu gösteriyor. Yüz sayfaya yakın bir romanın zihnin diplerini sıyırırcasına böyle kurgusal zenginlik içeren bir metine dökülmüş olması bile Kör Baykuş’u okunası bir eser yapıyor.

Romanın girift kurgusunun yapısını anlayabilmek için esrar kullanan bir keşin bu durumundan mütevellit düşüncelerinine sahip çıkamayan ve bu düşünce dilemmalarını halüsinasyonlara çevirerek hayatındaki olaylara yön vermeyi beceremeyen bir kişilikle bağ kurmamız gerektiğini bilmeniz gerekir.

Kör Baykuş ‘u gölge üzerinden betimlemesiyle labirentin çıkışını gösteriyor yazar…

Keyifli okumalar herkese
Kör Baykuş
Sadık Hidayet - Dorlion Yayınları - 2020
#fikir ve düşünce - @berceste
İnceleme
17 gün
Biz her şeye,
esirgeyen ve bağışlayan,
çokça esirgeyen ve çokça bağışlayan,
hep esirgeyen ve hep bağışlayan
Rabbin adıyla başlayan adamlarız Anna...
Tarık Tufan

Tolstoy ’un Anna’sınında okuyucunun kendinden izler bulacağı ve bitirdiği zaman “iyi ki okumuşum”diyeceği başyapıt…

Eserde Tolstoy kitabın adını taşıyan baş karakter Anna Karenina ’nın hayatına dair yansıttığı ayna muazzam, ”her insan bir alemdir” sözünün roman aracılığıyla edebiyata yansıması gibi,her karakteri nakış nakış izlemiş yazar. Eseri okurken

Tolstoy ‘un kaleminde kelimeler manaya dönüşmüyor adeta süzülüyor manasına bir ahenk katıyor diliyle, bundan ötürü eserin hacmi gözünüzü korkutmasın çok akıcı ve anlatısı yormuyor.

Hayatta herşeyin bir sonu vardır, duygularında sonunun geleceğini yazar anna karenina ve çevresindeki insanların hayatlarına dokunarak anlatıyor. eserdeki Karakter analizlerinden ayrı ayrı okurken haz alacağınız ,duygularını, düşüncelerini hatta karakterlerin mimiklerinin halini tahayyül ettirecek, ruhundaki sızılara, derin çalkantılı süreçlerini ince ince işlenmiş bir üslupla anlatılması bir yazar için muazzam kelime işçiliği.

Dünyanın edebiyat tarihinin gelmiş geçmiş en iyi yazarların birisi Tolstoy ve dünya klasikleri içinde aşk romanları rafının en Nadide köşesinde yer alan Anna karenina. Aşk ve ahlak konusunun ağırlıkla yön verdiği romanda Aşkı yargılayan insanların zihnindeki mahkemelere, yargıca, savcıya ve avukata gerek olmadığı aşkın mantıkla yürümediğini bunun başkalarının yargısında yeri olmadığını, kişinin aldığı karar yanlış olsa bile onun doğrusunu olduğunu ve bu “doğruya” saygı çerçevesinde bakılması gerektiğini çok özel bir ahlaki dille anlatıyor.

Kişinin duygularıyla ve vicdanıyla olan terazisine karışmanın kimsenin haddine olmadığını,sınırların nerelerde çekilmesi gerektiğini çok ayan beyan anlatıyor yazar…

Klasiklerin yeri bende ayrıdır, ağırlık olarak klasik okumaya çalışıyorum ve kattıkları itibariyle kesinlikle klasiklere kendinizden yer açın. Zihin deryanızdaki mana dağarcığına bereket katacağından şüpheniz olmasın.

Anna deyince aklımıza gelen Tarık tufan şiiriyle giriş yapmak istedim.Kitabı Biraz daha anlatabilir , incelemeye vakit ayırabilirim fakat d’okunacak çok kitap var..

Keyifli okumalar herkese…
Anna Karenina
Lev Nikolayeviç Tolstoy - İş Bankası Kültür Yayınları - 2024
@berrybutcher
İnceleme
17 gün
Başka bir mükemmel King kitabı ve yine harika bir hayal gücü.

Çok akıcı ve sürükleyici. Biraz distopik bir eser olsa da dünyadaki toplumlarla bağlantı kurabiliyorsunuz. Bir kesmin yarın ne yiyeceğini düşünürken, diğer kesmin ise başkalarının haklarını daha iyi nasıl gasp edeceğini düşündüğü bir dünya yansıtılmış. Imkanlar ve yasalar nasıl değişirse değişsin tablo hep aynı.
Azrail Koşuyor
Stephen King - Altın Kitaplar - 2024
@berrybutcher
İnceleme
17 gün
Bir yarı titan olan Kirke'nin hüzünlü dünyası ve dertleri, biz sıradan insanlarınkinden farklı değil. Nankörlük, intikam, öfke ve hayal kırıklığı tanrıların dünyasında da mevcut. Kirke ise bu açıdan çok şanssız. Diğer tanrılar gibi umursamazlıkla ölümsüzlüğünün tadını çıkaramıyor. Yaşadığı her uzun asır boyunca yalnızca ihanet ve nankörlüğü taşıyor beraberinde. Insanların imrendiği sonsuz hayat ve güç, Kirke için ıstırap kaynağından başka bir şey değil. Tamamıyla yalnız geçiriyor hayatının büyük bir kısmını. Güveneceği ve kendisini seven kimsesi olmuyor. Öyle hüzünlü bir dışlanmışlık ile yaşamak zorunda ki başlarda onun kederli hayatını sıkıcı bulmuştum. Ancak hep böyle kalmıyor. Gelişiyor ve diğer tanrıların gücüne kafa tutabilecek kadar güçleniyor. Özellikle bu kısımları okumak tatmin ediciydi. Başına gelenlere ağlamaktansa ayağa kalkıp adapte olmanın bi' yolunu buluyor.

Kitabı okumadan önce sıkıcı olacağını düşünmüştüm. Mitolojik şeyler pek ilginç gelmiyor. Ancak Kirke'nin hikayesi tamamıyla farklıydı. Bu akşam kitabı bitirebilmek için saatlerce ara vermeden okudum. Yıllardır ilk defa bu kadar uzun bir süre geçirdim okuyarak. Normalde yüz sayfayı geçmem bir gün içinde ancak bu kitabı bitirmek için büyük bir istek duydum. Kirke'nin hayatını nasıl noktalayacağını okumadan uyku girmezdi gözüme.

Mitolojiyle ilgilenmiyor olsanız da okumak keyif verici olacaktır.
Ben Kirke
Madeline Miller - İthaki Yayınları - 2023
#Yaşam - @cemile53
İnceleme
17 gün
Düşündüklerimizden ibaretiz..
İç dünyamızda neler yaşıyor olsak da bunları kontrol edebileceğimiz farkında olmayı gösteren harika bir kitap. Düşünceleriniz değiştiğinde hayatımız değişir. İnanmak ve zamana bırakmak. Oysa herşey ne kadar basit değil mi?
Rezonans Kanunu
Pierre Franckh - Koridor Yayıncılık - 2022
@berrybutcher
İnceleme
18 gün
Dave Gurney serisinin yedinci ve son kitabıydı. Özellikle göze çarpan nokta, kitapların sürekli kendini tekrar etmesiydi. Yani birinci kitaptan da başlasanız yedincisinden de başlasanız pek bir şey değişmiyor. Sıralı okumayanlar da rahatlıkla anlayabiliyor konuyu. Çünkü her kitabında aynı cümleyi birkaç kere okuyorsunuz ve bu cümleler karakterlerin sürekli hatırlatılmak istenen özelliklerini vurguluyor.

Bu kitabında da öncekiyle benzer şekilde tasarlanmış bir gizem söz konusuydu. Okurken uyukluyordum. Güzel ve detayları da mantığa dayalı ama okuyucuyu uyarmayan, dikkatini çekmeyen bir yazım tarzı var bana kalırsa. Gizem ve ters köşeler bile çok yüzeysel kalıyor. Heyecan verici bir anlatım ya da kurguda değişiklik yok. Yavan bir kurguyla ekstrem bir his yakalayamadan okuyup bitiriyorsunuz.
Tepenin Laneti
John Verdon - Koridor Yayıncılık - 2021
@berrybutcher
İnceleme
18 gün
Fransiz Ihtilali döneminde geçen bir hikayeden bahsediliyor kitapta. Konu daha çok romantizm kurgusu gibi görünse de ilk bakışta, aslında devrimin arka planı anlatılıyor.

Yazar, devrim sırasında toplumdaki yozlaşmaya ve değişimin getirdiği negatif yönleri de göstermek istemiş. Özgürlük uğruna hümanizmin yok sayıldığını ve insanların her şeye gözlerini kapattığını anlatmak istemiş. Ancak kitap boyunca gelişen bir yozlaşma göremedim. Kral döneminde de, devrim zamanında da insanlar hep yozlaşmış bir şekildeydi zaten. Kralcılar da Jakobenler de kendilerinin en iyi olduklarını savunuyorlar ancak iki taraf da yalnızca karşı tarafı yeryüzünden silmeye çalışıyor. Iki taraf da kendi çıkarları uğruna egemen olan rejimin gücünü suistimal etmeye çalışıyor. Insanın çirkin yanı hiçbir ideolojiyle silinemiyor.
Tanrılar Susamışlardı
Anatole France - Ötüken Neşriyat - 2024
@berrybutcher
İnceleme
18 gün
Kitapta asıl anlatılan bir aşk ve pişmanlık hikayesi gibi görünse de aslında daha çok öne çıkan başka mezvular göze çarpıyor. Insanları hapise atmanın, idam etmenin etik yanı ve olumsuzluğu anlatılıyor. Ayrıca kitabın sonuna doğru yazar, çocuk kitaplarında gördüğümüz türde bir öğüt vererek Hristiyanlık'ı ve Kutsal Kitap'ı övüyor. Bu kısım biraz zorlama reklamcılık gibi hissettirdi doğrusu. Zaten ikinci alıntıda da açıkça insan yasalarını reddedip tanrının yasalarına uymanın doğruluğunu imâ ediyor.

Bunlar bir yana, prens Nehlidov'un karakterinde gerçekten çok düzgün şekilde yazılmış bir gerçekçilik vardı. Klişe aşk romanlarındaki gibi bir kadının peşinden kör bir şekilde koşan aşıklardan ziyade, bu yolculukta bazen pişmanlığından dolayı vicdanını dinleyip Maslova karakterine yardım eden, bazen de tüm servetini ve varlıklı hayatını bu yolda harcamanın tereddütünü yaşayan gerçek bir insan okuyoruz. Vicdanımızla çıkarlarımız arasında kaldığımız zaman hissedeceğimiz olağan duygular hiç sığ olmayan bir şekilde karakterin davranışlarına yansıtılmış.

Ayrıca her karakterin hikayesine birkaç paragraf ayrılması da kitabı biraz uzatmış ama bence yerinde bir karar olmuş. Diğer karakterlerin yaşadıklarının da prensin üzerindeki etkisini anlamamızda faydası var gibi duruyordu.
Diriliş
Lev Nikolayeviç Tolstoy - İş Bankası Kültür Yayınları - 2024
@berrybutcher
İnceleme
18 gün
Emily Brontë öldükten sonra, kardeşi Charlotte tarafından tamamlanmış bir kitap. On dokuzuncu yüzyılda yazılmış olsa da dili sade ve akıcı. Fakat çarpık bir zihnin yazabileceği türde basit ve saçma bir kurguydu.


Buradan sonrası spoiler içerir!

Tellioğulları ve seferoğulları gibi iki aile arasındaki düşmanlığın ve aşkın gelecek nesillerde de nasıl sürüp gittiğini anlatıyor.

Karakterler, başka hiçbir insan yokmuş gibi kuzenleriyle evleniyorlar. (Ki bu o zamanda normaldi muhtemelen.) Başka bir karakter kendi oğluna eziyet edip ölümüne sebep oluyor. Diğeri abisinin uyarılarına rağmen kendi oğluna eziyet etmekten çekinmeyecek karakterdeki bir adamla evleniyor. Herkes birbirinden nefret ediyor ve aynı zamanda seviyorlar. Tamamıyla toksik insanlar topluluğu nereden bakarsanız bakın. Her türlü kötülüğü görebilirsiniz. Bu nedenle zamanın Birleşmiş Krallığı'nda yaşamış iki aile hakkında biraz ön izlenim edinmeniz için iyi bir kurgu öyküsü. Tarihi kaynak niteliği taşımıyor ama biz, işin bu tarafını o zamanda yaşamış olan yazarın kaleminden anlıyoruz.
Uğultulu Tepeler
Emily Bronte - Can Yayınları - 2024
@berrybutcher
İnceleme
18 gün
Bir astronotun hayatta kalma savaşını anlatan muhteşem bir bilim kurgu. Çoğunlukla uzayla ve astronomiyle ilgili terimlere sıklıkla maruz kalsanız da yazım dili akıcıydı. Bazen pek bir şey anlamadım bazen de evde su tesisatı değiştiriyormuş gibi anlatıldığı için kolaylıkla kavrayabildiğim kısımlar oldu.

Daha önce bilim kurgu türünde yalnızca dystopia kitapları okumuştum. Bu ise çok farklı bir seviyedeydi. Yazan kişi yazılımcıymış sanırım ama yine de her sayfa farklı bir bilgi barındırıyordu. Botanikten tutun da bomba yapımına kadar türlü alana değiniliyordu. Sanırım filmi de çekildi ancak kitabı kadar sürükleyici olacağını sanmıyorum. Özellikle sonlara doğru sanki Mark'ın yerinde Mars'taki benmişim gibi hissetmekten kendimi alamadım.

Bilim kurgu, uzay ve komedinin bir araya gelmesini merak edenler için uygun bir kitap olacaktır.
Marslı
Andy Weir - İthaki Yayınları - 2024
@berrybutcher
İnceleme
18 gün
Klasik bir Grange diyemiyorum. Evet, hayal gücünü kullanışı ve bilgilerini kurgusuna dâhil etmesi yine sürükleyiciydi. Üç günde bitirdim ancak bir şeyler zorlama gibi geldi. O kadar fazla entrika ve detay vardı ki, bu detayları da birbirine bağlamak için ekstra bir çaba gösterilmiş. Bu da realitenin mantığını öldürmüştü bence. Konusu çok hoştu ama birkaç kitap okuduktan sonra unutacağım türde. Hatırlamaya değecek ya da okurken bir anda insanı etkileyecek hiçbir şey yoktu.

Sevdiğim bir kısım da Moğol ve Türklerden bahsedilmesiydi. Eski kültürümüzden, şamanlardan ve bu kültürde bir araya gelmiş yerlilerin yaşam tarzından bahsediyordu. Yabancı bir yazarın, uzak diyarlarda eski bir zaman diliminde yaşamış halklardan haberdar olup, kurgusuna entegre ederek kitabını zenginleştirmesi müthiş bir detaydı bence.

Grange, komple ve plot twist sevenlere tereddütsüz öneririm.
Taş Meclisi
Jean-Christophe Grange - Doğan Kitap - 2024
#Yaşam - @mervekaba
İnceleme
18 gün
Bir gün..
Kitabın adıydı ilgimi çeken.Bir değirmense bu dünya biz de öğütülen buğday taneleri olmalıydık. Bu kitabında ağır bir dil yok, akıcı ama bir o kadar da üzdü tarih sahnesinden açtığı perdeleri seyretmek.

"1950'li yıllarda hunharca Müslümanların kafalarına çivi çakan Çinli ile, yerleşim merkezlerinin üzerine misket bombaları atan Yahudi, Afganistan'lı Müslümanları napalmla yakan kızıl Rus hep aynı insandır." (syf:220) Kitap özetle bu çerçevede ilerliyor. Günümüzde yine bu coğrafyalarda hüznün hakim olduğunu, zalimin ne kadar zalim olabileceğini gördüğümüz için çok da şaşırmıyoruz okuduklarımıza. Batı dünyasının Müslümana verdiği zararı, Müslümanların birlik olamayışını okuyoruz.

Kitap bitince bir heykeli anımsadım. Hani şu üst üste ibadet eden Müslüman, Hristiyan ve Yahudi heykeli..
Bir Değirmendir Bu Dünya
Cahit Zarifoğlu - Beyan Yayınları - 2021
@berrybutcher
İnceleme
19 gün
Dave Gurney serisinin altıncı kitabı. Yine ters köşelerle dolu, gizemlerin yavaş yavaş çözüldüğü bir kurgu yazmış John Verdon.

Bu kitabında, öncekilerde olduğu gibi Dave'in aile yaşamına çok dikkat çekilmemiş. Daha çok cinayetler üzerinde durulmuş. Yanlış ipuçlarını takip etmek ve sil baştan soruşturma yapmak zorunda kalsa da Dave'in karakteri yine aynı istikrarda kendini gösteriyor. Birilerine yardım etmek veya adaleti sağlamaktan çok, oyundaki bir gizemi çözer gibi suçun nedenlerine ulaşıyor. Benim dikkatimi çeken nokta ise bunu yaparken pek de eğlenmiyor olması. Sanki uzak durmak ister gibi bir hali var dedektifin. Bu da hırslı ve sürekli yeni ipucu peşinde koşan, olağan bir suç romanından daha ilgi çekici yapıyor bu yedi kitaplık seriyi.
Fırtınada Yanacaksın
John Verdon - Koridor Yayıncılık - 2018
@berrybutcher
İnceleme
19 gün
Okurları için John Verdon kitapları gizemin içinde gelişir ancak hem gizem üzerine yazan hem de sizi pek şaşırtmayan başka çok az yazar görebilirsiniz. Bunu kötü anlamda demiyorum elbette. Mantığa ve gerçekliğe uygun şekilde tasarlıyor tüm ters köşeleri bile, öyle ki siz de şaşırmak yerine hayranlıkla takip ediyorsunuz gelişmeleri.

Ayrıca sadece katillerle ilgili kurguları değil, ana karakter olan Dave'in ve karısının hayatındaki gelişmeleri de okuyorsunuz. Sanki esas olay cinayet değilmiş, kitabın türü polisiye değilmiş de Dave Gurney'nin hayatıymış gibi bir teması var kitapların. Cinayetlerin ve diğer olayların bu çift üzerindeki etkileri ve onları ne yöne götürdüğü daha çok ön plana çıkıyor özellikle bu kitabında.
Kurt Gölü
John Verdon - Koridor Yayıncılık - 2016
home explore mail
person